Birisiyle ilk kez karşılaştığında, kendinle arkadaşın arasına konulan mesafeye kesinlikle dikkat et.
- When meeting a person for the first time, be sure to pay attention to the distance placed between yourself and your partner.
Tom Mary ve eşinin arasına oturdu.
- Tom sat down between Mary and her husband.
Japonya ve Amerika Birleşik Devletleri arasındaki bir savaşın patlak verdiği Aralık 1941'de henüz doğmamıştım.
- I was not yet born when a war between Japan and the U.S. broke out in December 1941.
Facebook ve Twitter arasındaki fark, Twitter'ın bir mikroblog servisi olmasıdır.
- Difference between Facebook and Twitter is, Twitter is a microblogging service.
Amerika kıtasının fethi 60 ila 70 milyon cana mal oldu.
- The conquest of America cost between 60 and 70 million lives.
Titanik'in batışında 1490 ila 1635 kişi öldü.
- Between 1,490 and 1,635 people died in the sinking of the Titanic.
Japonya ve Amerika Birleşik Devletleri arasındaki bir savaşın patlak verdiği Aralık 1941'de henüz doğmamıştım.
- I was not yet born when a war between Japan and the U.S. broke out in December 1941.
Onlar arasındaki aralık daraldı.
- The gap between them has narrowed.
Bill ve Joan şekeri aralarında paylaştırdılar.
- Bill and Joan divided the candy between them.
Aralarında gizli bir anlaşma var.
- They have a secret understanding between them.
Arada hep bir kadın var.
- There's always a woman in between.
İki arada bir derede.
- Between a rock and a hard place.
Onun İlk askeri deneyimleri İngiliz sömürge imparatorluğu ve bağımsızlık arayan Boerler arasındaki savaşta yer aldı.
- His first military experiences took place in the war between the British colonial empire and the Boers, who sought independence.
Esperanto: Avrupa veya Asya dili denemesinde Claude Piron, Esperanto ve Çince arasındaki benzerliği gösterdi ve Esperanto'nun yalnızca Avrupa merkezli olduğunu ortaya koydu.
- In his essay Esperanto: European or Asiatic language Claude Piron has shown the similarities between Esperanto and Chinese, thereby putting to rest the notion that Esperanto is purely eurocentric.
Onların aralarındaki rekabet kısa sürede ortaya çıktı.
- The rivalry between them was soon apparent.
Taksiler sağanak sırasında seyrekti.
- Taxis are few and far between during a rainstorm.