Tom nasıl dikkatlice dinleyeceğini biliyor.
- Tom knows how to listen attentively.
Tom dikkatlice dinledi.
- Tom listened attentively.
Öğretmen açıklamamı dikkatle dinledi.
- The teacher listened attentively to my explanation.
Onlar dersi dikkatle dinliyorlardı.
- They were listening to the lecture attentively.
Tom benim daha özenli olmamı istedi.
- Tom asked me to be more attentive.
Uyan ve daha özenli ol!
- Wake up and be more attentive!
Söylediğimi dikkatlice dinle.
- Listen attentively to what I say.
Tom Mary'den toplantılar sırasında dikkatli olmasını rica etti.
- Tom asked Mary to be attentive during meetings.
O onun sınav kağıdını dikkatle inceledi.
- He attentively went over her exam paper.
Büyük annesine karşı çok naziktir.
- She is very attentive to her grandmother.
She is an attentive listener, but does not like to talk much.