Tom benim daha özenli olmamı istedi.
- Tom asked me to be more attentive.
Tom'un özenli olduğunu düşünüyorum.
- I think Tom is attentive.
Biraz daha dikkatli çalışır mısın?
- Do your work with more attentiveness.
Tom Mary'den toplantılar sırasında dikkatli olmasını rica etti.
- Tom asked Mary to be attentive during meetings.
O onun sınav kağıdını dikkatle inceledi.
- He attentively went over her exam paper.
Büyük annesine karşı çok naziktir.
- She is very attentive to her grandmother.
Söylediğimi dikkatlice dinle.
- Listen attentively to what I say.
Ben daha dikkatlice okuyacağım.
- I'll read more attentively.
O beni sabırla ve çok dikkatle dinledi.
- She listened to me patiently and very attentively.
Öğretmen açıklamamı dikkatle dinledi.
- The teacher listened attentively to my explanation.
Biraz daha dikkatli çalışır mısın?
- Do your work with more attentiveness.
She is an attentive listener, but does not like to talk much.
Is he rich, prosperous, great? yet he continues safe, because he continues humble, watchful, advertent, lest he should be deceived and transported.
Jack is sick today and doesn't really seem with it.