Toplantıya katılanlar, 100 kişiden aşağı değildi.
- No less than 100 people attended the meeting.
O bizim şirket temsilcimiz olarak toplantıya katıldı.
- He attended the meeting as our company representative.
Tom Mary'nin mezuniyet törenine katıldı.
- Tom attended Mary's graduation ceremony.
Siz işe katılmak zorundasınız.
- You must attend to your work.
Neden Japonya'ya gideceksin? Tokyo'da bir konferansa katılmak için.
- Why are you going to Japan? To attend a conference in Tokyo.
Ona refakat edecek tek hizmetçisi vardı.
- He has only one servant to attend on him.
Meşgul olacak başka meselelerim var.
- I have other matters to attend to.
Boş olsan da meşgul olsan da törene katılmak zorunda kalacaksın.
- You'll have to attend the ceremony whether you are free or busy.
I attended a one-room school next door to the palace and studied English, Xhosa, history and geography.
... From my first Grammys I ever attended, which I think ...
... the first cut at running the operation. The death of mainframes was attended by an ...