And everybody havin' a ball (Hah, ho, Yippie Yi Yo)''.
Tom was so busy he skipped lunch.
- Tom o kadar meşguldü ki öğle yemeğini atladı.
I skipped my breakfast.
- Sabah kahvaltımı atladım.
He is sure to set a new record in the triple jump.
- O, üçlü atlamada yeni bir rekor kıracağından emin.
The most popular sports in that country are soccer, speedway and ski jumping.
- O ülkedeki en popüler sporlar futbol, motorsiklet yarışı ve kayakla atlamadır.
We'll bypass the city centre.
- Şehir merkezini atlayacağız.