Jane skipped the questions she couldn't answer.
- Jane cevap veremediği soruları atladı.
I skipped my breakfast.
- Sabah kahvaltımı atladım.
The most popular sports in that country are soccer, speedway and ski jumping.
- O ülkedeki en popüler sporlar futbol, motorsiklet yarışı ve kayakla atlamadır.
He is sure to set a new record in the triple jump.
- O, üçlü atlamada yeni bir rekor kıracağından emin.
We'll bypass the city centre.
- Şehir merkezini atlayacağız.
Tom couldn't bring himself to jump into the cold water.
- Tom soğuk suya atlamak için kendini ikna edemedi.
Tom told his children to quit jumping on the bed.
- Tom çocuklarına yatağın üstüne atlamaktan vazgeçmelerini söyledi.
It won't hurt you to skip one meal.
- Bir öğün yemek atlamak size zarar vermez.
I intend to skip lunch for a week starting today.
- Ben bugünden itibaren bir hafta boyunca öğle yemeğini atlamak niyetindeyim.
I had to leave out this problem for lack of space.
- Yer yokluğu yüzünden bu sorunu atlamak zorunda kaldım.
At that precise position, at Jim’s house.
I'm offering it - just to select customers - at cost.
Men at work.
At six o’clock, at closing time.