I recognized her by her fiery red hair.
- Onu ateşli kırmızı saçlarından tanıdım.
We had a fiery debate in this respect.
- Bu hususta ateşli bir tartışma yaşadık.
He is an ardent music lover.
- O ateşli bir müzik aşığıdır.
Mark is an ardent football fan.
- Mark ateşli bir futbol taraftarıdır
Aren't you a little hot?
- Biraz ateşli değil misin?
Do you have a sunburn, or are you always this hot?
- Bir güneş yanığın mı var yoksa her zaman böyle ateşli misin?
The patient is feverish this afternoon.
- Hasta bu öğleden sonra ateşli.
I feel a bit feverish tonight.
- Bu gece biraz ateşli hissediyorum.
The author is a fierce critic of American foreign policy.
- Yazar, Amerikan dış politikasının ateşli bir eleştirmenidir.
I don't have a firearm.
- Bir ateşli silahım yok.
It is thought that manual firearms appeared in the 14th century.
- Manuel ateşli silahın 14. yüzyılda ortaya çıktığı düşünülmektedir.
Sami and Layla shared a passion for firearms.
- Sami ve Leyla ateşli silahlar için olan bir tutkuyu paylaşıyorlardı.
Tom is a firearms expert.
- Tom bir ateşli silahlar uzmanı.