Tom her gece aynı zamanda yatmaya gider.
- Tom goes to bed at the same time every night.
Fahrenheit, termometreyi bulan Alman bir mucittir. Aynı zamanda onun ismi bir sıcaklık birimine verilmiştir.
- Fahrenheit is a German inventor who invented the thermometer. At the same time, his name is given to a unit of temperature.
Tom ve Mary her ikisi de aynı anda konuşmaya başladı.
- Tom and Mary both started talking at the same time.
Onlar aynı anda Paris'e vardılar.
- They arrived in Paris at the same time.
Aynı anda birden çok dil öğrenmeyi tercih ediyorum.
- I prefer learning multiple languages at the same time.
Gençlerin sık yaptığı bir hata da; zorluklarını hafife alıp, kendi yeteneklerini de gözlerinde büyütürek aynı anda birçok dili birden öğrenmeye başlamaları.
- A mistake young people often make is to start learning too many languages at the same time, as they underestimate the difficulties and overestimate their own ability to learn them.
... ELLIE POWERS: Don't applaud at the same time. ...
... saint respected but at the same time say joyful ...