تعريف at the least; at a minimum or lower limit في الإنجليزية التركية القاموس.
- at least
- en az
Bu kalem bana en az yüz dolara mâl oldu.
-This pencil cost me at least a hundred bucks.
Günde en az yedi saat uyumak zorundayız.
-We must sleep at least seven hours a day.
- at least
- en azından
Tom, en azından düzinelerce Mary ile birlikte bu parkta bulundu.
-Tom has been to this park with Mary at least a dozen times.
Hasta olma sana en azından evde kalmak ve film izlemek için mükemmel bir bahane verir.
-At least being sick gives you the perfect excuse to stay home and watch movies.
- at least
- asgari
- at least
- (Konuşma Dili) asgari olarak
- at least
- (Bilgisayar) büyük veya eşittir
- at least
- en olmadı
- at least
- ferah ferah
- at least
- hç olmazsa
- at least
- en aşağı
- at least
- hiç olmazsa
Tom'un hiç olmazsa yardım önermesini umuyordum.
-I expected Tom to at least offer to help.
Hiç olmazsa teşekkür ederim diyebilirsin.
-You could at least say thank you.
- at least
- bari
Dünyanın en büyük şarkıcıları ve ünlü müzisyenlerinin çoğu şişmandır ya da en azından bariz şekilde tombuldur.
-The world's greatest singers and most of its famous musicians have been fat or at least decidedly plump.
المصطلحات ذات الصلة
تعريف at the least; at a minimum or lower limit في الإنجليزية الإنجليزية القاموس.
- at least
I couldn't count them all, but I think there must have been at least 500 people in attendance.