at the end, last, ultimate; decisive; conclusive, definitive

listen to the pronunciation of at the end, last, ultimate; decisive; conclusive, definitive
الإنجليزية - التركية

تعريف at the end, last, ultimate; decisive; conclusive, definitive في الإنجليزية التركية القاموس.

final
final
final
nihai

Tom nihai kararı Mary'ye bıraktı. - Tom left the final decision to Mary.

O, nihai taslakla meşguldür. - He is busy with the final draft.

final
{s} son

O, sonunda IBM'in başkanı oldu. - He finally became the president of IBM.

Dişi aslan sonunda ceylanı kovaladı. - The lioness finally gave chase to the gazelle.

final
{s} kesin

Mahkemenin kararı kesindir. - The court's decision is final.

Planlar henüz kesinleşmiş değil. - Plans haven't yet been finalized.

final
spor final
final
dönem sonu sınavı
final
gazet

Sonunda oturmak ve gazete okumak için zaman buldum. - I finally found time to sit down and read the newspaper.

Gazetelere göre adam sonunda itiraf etti. - According to the papers, the man has finally confessed.

final
son maç
final
yıl sonu
final
sonda gelen
final
sonunda

Açlıktan ve yorgunluktan dolayı, köpek sonunda öldü. - Because of hunger and fatigue, the dog finally died.

Dişi aslan sonunda ceylanı kovaladı. - The lioness finally gave chase to the gazelle.

final
{s} spor final: final match final maçı
final
{s} kusursuz
final
{i} final karşılaşması
final
{i} son baskı (gazete)
final
{s} sonuncu
الإنجليزية - الإنجليزية
{s} final
at the end, last, ultimate; decisive; conclusive, definitive
المفضلات