Tom çalışırken Fransızca konuşmak zorunda.
- Tom has to speak French at work.
Tom'u çalışırken gördüm.
- I've seen Tom at work.
Çalışma odasında hâlâ iş başında.
- He is still at work in the workroom.
Babam şimdi hastanede iş başında.
- My father is now at work at the hospital.
O şimdi işte fakat yedide dönecek.
- He is at work now, but will come back at seven.
Evde mi yoksa işte mi daha fazla zaman harcarsın?
- Do you spend more time at home or at work?
He's not at home at the moment, he's at work.