Zaman zaman can sıkıcı baş ağrısı çekti.
- At times, he suffered from a painful headache.
Zaman zaman, ona güvenemiyorum.
- At times, I can't trust him.
O arada bir saldırganlaşır.
- He gets tough at times.
Bazen onu anlayamıyorum.
- At times I can't understand him.
Hepimiz bazen bir aptal gibi davranırız.
- We all make fools of ourselves at times.
This means, at times, long and perhaps overly discursive discussions of other taxa.