Tom'un en çok 300 doları var.
- Tom has $300 at most.
O en çok on sekizdir.
- She is eighteen at most.
O, en fazla yirmi yaşındadır.
- She's at most 20 years old.
Onun en fazla 100 doları var.
- He has at most 100 dollars.
Bir dil öğrenmenin geleneksel yolu olsa olsa birinin görev duygusunu tatmin edebilir ama o bir sevinç kaynağı olarak hizmet edemez. Ayrıca muhtemelen başarılı olmayacaktır.
- The traditional way of learning a language may satisfy at most one's sense of duty, but it can hardly serve as a source of joy. Nor will it likely be successful.
Bu saat en çok on dolar tutar.
- This watch costs ten dollars at the most.
En çok üç, belki dört haftamızı alacak.
- It'll take us three, maybe four weeks at the most.
En fazla, sadece otuz dakika geç kalacaksın.
- At the most, you'll only be 30 minutes late.
Kiraz çiçekleri, sadece birkaç gün dayanır, en fazla bir hafta.
- Cherry blossoms last only for a few days, a week at the most.
... usually has supporter of greek and roman theaters but the most beautiful evolved ...
... his most recent job, and we've now just lost our home. Can you help us? ...