at any time, eternally, always, still

listen to the pronunciation of at any time, eternally, always, still
الإنجليزية - التركية

تعريف at any time, eternally, always, still في الإنجليزية التركية القاموس.

ever
şimdiye kadar

Tom'un şimdiye kadar antika arabasını satmayı düşündüğünden şüpheliyim. - I doubt that Tom would ever consider selling his antique car.

Sanırım Beethoven, şimdiye kadar yaşamış en büyük besteci. - I think Beethoven is the greatest composer who ever lived.

ever
gelmiş geçmiş

O gelmiş geçmiş en cesur askerdir. - He is the bravest soldier that ever lived.

O gelmiş geçmiş en tehlikeli adam. - He's the most dangerous man who ever lived.

ever
herhangi bir zamanda

Tom'u herhangi bir zamanda tekrar göreceğimizi düşünüyor musun? - Do you think we'll ever see Tom again?

Herhangi bir zamanda Japonya'ya gelirsen, beni görmeye gel. - If you are ever in Japan, come and see me.

ever
eğer

Eğer bize yardım ederseniz, herkes memnun olur. - Everyone will be happy if you help us.

Eğer doğum sancıları insanların dediği kadar acı verseydi, herkesin sadece bir çocuğu olurdu. - If labor pains would hurt so much as people say, everyone would only have one child!

ever
haçansa
ever
hiç

Tokyo Kulesi'ni hiç gördün mü? - Have you ever seen Tokyo Tower?

Herkes bir aydır, ve hiç kimseye göstermediği karanlık bir yüzü vardır. - Everyone is a moon, and has a dark side which he never shows to anybody.

ever
hep

Çok param vardı ama hepsini harcadım. - I had a lot of money, but spent everything.

Neden hep Wall Street'te çalışmak istersin? - Why would you ever want to work on Wall Street?

ever
daima yanan
ever
ebedi
ever
(zarf) her zaman, hep, daima, gitgide, giderek, asla, hiç, olabildiğince
ever
hiç bir zaman
ever
olabildiğince
ever
z. hiç: Have you ever been to Eyüp? Hiç Eyüp'e gittin mi?
ever
everand anon arada sırada
ever
gitgide
ever
ever burning hiç sönmeyen
ever
giderek
ever
ebedi ever more
الإنجليزية - الإنجليزية
{a} ever
at any time, eternally, always, still
المفضلات