at any time

listen to the pronunciation of at any time
الإنجليزية - التركية
her zaman

Bir deprem her zaman olabilir. - An earthquake can happen at any time.

Bir kaza her zaman olabilir. - An accident may happen at any time.

her an

O her an meydana gelebilir. - That could happen at any time.

Ağaç çürük ve taş ölü, ve her an düşebilir. - The tree is rotten and stone dead, and could fall at any time.

ne zaman olursa
her an: She could come at any time. Her an gelebilir
ever
şimdiye kadar

Küçük ev, şimdiye kadar tıpkı altındaki kadar iyi olmasına rağmen,eski püskü görünmeye başladı. - The small house had come to look shabby, though it was just as good as ever underneath.

Tom'un şimdiye kadar antika arabasını satmayı düşündüğünden şüpheliyim. - I doubt that Tom would ever consider selling his antique car.

any time
her zaman

Beni her zaman arayabilirsin. - You can call me at any time.

Beni her zaman arayabilirsin. - You can call me any time.

anytime
herhangi bir zaman

Onun yakında herhangi bir zamanda olacağından emin değilim. - I'm not sure that's going to happen anytime soon.

Herhangi bir zamanda başlayabilirsiniz. - You can start anytime.

ever
gelmiş geçmiş

O gelmiş geçmiş en tehlikeli adam. - He's the most dangerous man who ever lived.

Gelmiş geçmiş en büyük filozof kimdi? - Who was the greatest philosopher that ever lived?

ever
herhangi bir zamanda

Tom'u herhangi bir zamanda tekrar göreceğimizi düşünüyor musun? - Do you think we'll ever see Tom again?

Tom'un niçin Mary ile herhangi bir zamanda evlenmek istediğini merak ediyorum. - I wonder why Tom ever wanted to marry Mary.

any time
her defasında
ever
haçansa
ever
hiç

Hiç Kanada'ya gittin mi? - Have you ever been to Canada?

Tokyo Kulesi'ni hiç gördün mü? - Have you ever seen Tokyo Tower?

ever
hep

Dün oraya öğrencilerin hepsi gitmedi. - Not every student went there yesterday.

Ne zaman bir kütüphane görsem; gönlümden hep gidip içindeki her şeyi okuyana kadar orada kalmak geçer. - I never see a library without wishing I had time to go there and stay till I had read everything in it.

At time
bu zamanlarda
any time
olduğu zaman
anytime
her ne zaman

Tom her ne zaman isterse gidebilir. - Tom may leave anytime he wants to.

ever
daima yanan
any time
her olduğunda
anytime
her zaman

Size yardım etmekten her zaman mutlu olacağım. - I will be glad to help you anytime.

Bana her zaman bir şey sor. - Ask me anything anytime.

ever
ebedi
ever
(zarf) her zaman, hep, daima, gitgide, giderek, asla, hiç, olabildiğince
ever
hiç bir zaman
ever
olabildiğince
الإنجليزية - الإنجليزية
anytime
whenever
whensoever
any time
ever

He's back and better than ever.

at any time

    الواصلة

    at a·ny time

    التركية النطق

    ät eni taym

    النطق

    /ˈat ˈenē ˈtīm/ /ˈæt ˈɛniː ˈtaɪm/

    فيديوهات

    ... MR. ROMNEY: Well, Jim, our seniors depend on these programs. And I know any time we ...
    ... have gone up, it's true, but they've gone up slower than any time in the last 50 years. ...
المفضلات