Select Keyboard: Türkçe ▾ X
| ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|
|
O hep soluk görünüyor.
- She always looks pale.
Ben her zaman kardeşlere sahip olmanın nasıl bir şey olduğunu hep merak ettim.
- I've always wondered what it'd be like to have siblings.
Her zaman altıda kalkarım.
- I always get up at six.
Her zaman şarkı söylüyorsun.
- You're always singing.
Daima doğruyu söyledim.
- I've always told the truth.
Bana daima yardım ettiniz.
- You've always helped me.