at a higher or greater position in a subjective ranking

listen to the pronunciation of at a higher or greater position in a subjective ranking
الإنجليزية - التركية

تعريف at a higher or greater position in a subjective ranking في الإنجليزية التركية القاموس.

before
(İnşaat) önce

Paris'e çalışmaya gitmeden önce Fransızcamı tazelemeliyim. - Before going to work in Paris, I must brush up on my French.

Sen gitmeden önce seni görmek istiyorum. - I want to see you before you go.

before
den önce
before
daha önce

Ben daha önce böyle güzel bir kız hiç görmemiştim. - I had never seen such a beautiful girl before.

Daha önce İngilizce bir konuşma yaptın mı? - Have you made a speech in English before?

before
tercihen
before
önde

John mesleğini ailesinden daha önde tutar. - John puts his career before his family.

before
cephesinde
before
karşı

Seninle daha önce karşılaştığımı düşünüyorum. - I think I've met you before.

O, efendisinin öfkesi karşısında geri çekildi. - He recoiled before his master's anger.

before
evvelce

Evvelce sarhoş oldum; daha da çok olacak gibiyim. - I've been drunk before and likely will get drunk many more times.

before
mek yerine
before
önünde

Bir gün hayatın gözlerinin önünde hızla akıp gidecektir. Emin ol, izlemeye değer. - One day your life will flash before your eyes. Make sure it's worth watching.

Allah önünde bütün insanlar eşittir. - All men are equal before God.

before
önceden

İşleri önceden hazırlayalım. - Let's get things ready beforehand.

Önceden tüm hazırlıkları yapmadan kışın dağlara tırmanacak kadar aptal değilim. - I know better than to climb mountains in winter without making all necessary preparations beforehand.

before
{e} karşısında

O, efendisinin öfkesi karşısında geri çekildi. - He recoiled before his master's anger.

before
-den önce
before
önden
before
{e} önüne

Evlilik teklif etmeden önce düğün planlamak arabayı atın önüne koymaktır. - Planning the wedding before proposing is putting the cart before the horse.

Adının önüne bir haç yap. - Make a cross before your name.

before
mektense
before
{e} ilerisinde
before
önünde, cephesinde. edat
الإنجليزية - الإنجليزية
before

An entrepreneur puts market share and profit before quality, an amateur intrinsic qualities before economical considerations.

at a higher or greater position in a subjective ranking

    الواصلة

    at a higher or Great·er po·si·tion in a sub·jec·tive rank·ing

    التركية النطق

    ät ı hayır ır greytır pızîşın în ı sıbcektîv rängkîng

    النطق

    /ˈat ə ˈhīər ər ˈgrātər pəˈzəsʜən ən ə səbˈʤektəv ˈraɴɢkəɴɢ/ /ˈæt ə ˈhaɪɜr ɜr ˈɡreɪtɜr pəˈzɪʃən ɪn ə səbˈʤɛktɪv ˈræŋkɪŋ/
المفضلات