En parlak olanı şu küçük yıldızdır.
- That small star is the brightest.
O birçok geceyi yıldızlara bakarak geçirdi.
- Many nights did he spend, looking up at the stars.
Astronotlar Ay'da kaya örnekleri toplamak için özel araçlar kullanmak zorunda kaldılar çünkü uzay elbiseleri ile eğilemezlerdi.
- The astronauts had to use special tools to collect rock samples on the Moon because they could not bend over in their spacesuits.
Astronot uzay mekiğinde birçok deneyler yapmak zorunda kaldı.
- The astronaut had to conduct many experiments in the space shuttle.
Tom, bir yıldızın ne olduğunu ve bir gök cisminin ne olduğunu bilmiyor.
- Tom doesn't know what a star is and what a celestial body is.
Tom Noel ağacının üzerine bir yıldız koydu.
- Tom put a star on top of the Christmas tree.
Sami mağazada önemli bir yenileme başlattı.
- Sami started a major innovation to the store.
Onu ne kadar çok teşvik ettiğim önemli değil, O, görev üzerinde çalışmaya başlamayı reddediyor.
- No matter how much I prod her, she refuses to start working on the assignment.
Jones became an Astro as the result of a pre-season trade.