تعريف associates في الإنجليزية التركية القاموس.
- iş ortakları
- associate
- birleştirmek
- associate
- {i} iş arkadaşı
- associates degree
- iştirakçi derecesi
- associate
- {i} ortak
Şirket birleşmeler ve diğer fırsatlar üzerinde çalışmak için 25 yeni ortak ekledi.
- The firm has added 25 new associates to work on mergers and other deals.
Dan, ortaklarına yalan söyledi.
- Dan lied to his associates.
- associate
- {i} öğretim üyesi
- associate
- arkadaşlık etmek
- associate
- bağdaştırmak
- associate
- {s} birleşmiş
- associate
- bağlı olan
- associate
- arkadaş
Tom gibi insanlarla arkadaşlık etmem.
- I don't associate with people like Tom.
- associate
- (Ticaret) meslektaş
- associate
- (Ticaret) yardımcı
Dr. Hellebrandt bu mükemmel üniversitede yardımcı doçenttir.
- Dr. Hellebrandt is an associate professor in that excellent university.
- associate
- iş ortağı
O, benim iş ortağımdı.
- He was my business associate.
Tom sadece bir iş ortağı.
- Tom is just a business associate.
- associate
- (Ticaret) ortalı
- associate
- (Ticaret) ortaklık etmek
- associate
- (Ticaret) hukuki ortak
- associate
- ortaklık
- associate
- (Ticaret) ticari şirketin ortağı
- associate
- (Politika, Siyaset) ortaklık yapmak
- associate
- birliktelik kurmak
- associate
- ilişkilendirilmiş
- associate
- (Ticaret) katılan
- associate
- (Ticaret) ticari şirket ortağı
- associate
- ilişkilendirme
Biz politikacıları iki yüzlülük ile ilişkilendirmek eğilimindeyiz.
- We tend to associate politicians with hypocrisy.
- associate
- (Ticaret) yasal ortak
- associate
- (Ticaret) iştirak
Üç iştirakçi yeni bir şirket kuracak.
- The three associates will set up a new company.
- associate
- (Matematik) yandaş
- associate
- birlikte
- associate
- yarı/muhabir üye
- associate
- tabi
- associate
- {f} ortak ol
- associate
- ortak çalışma arkadaşı
- associate
- hakları sınırlı üye
- associate
- birleşmek
- associate
- düşünmek
- associate
- ile görüşmek
- associate
- {f} ilişkilendir
Biz politikacıları iki yüzlülük ile ilişkilendirmek eğilimindeyiz.
- We tend to associate politicians with hypocrisy.
Biz özgürlük dediğimizde onu Lincoln ile ilişkilendiriyoruz.
- When we say liberty, we associate it with Lincoln.
- associate
- Birbirleriyle ilişkilendirmek, aralarında ilişki kurmak
Which of these phrases do you associate with the pictures?.
- associate
- benzetir
- third person singular of associate
- üçüncü kişi ortak tekil
- associate
- ortakllk kurmak
- associate
- {f} ilişkilendir: adj.ortak
- associate
- serik olmak
- associate
- {f} ile görüşmek, ile ilişkide bulunmak
- associate
- {s} arkadaş olan
- associate
- yakıştırmak
- associate
- ortak çıkar ve ilişkileri olan
- associate
- serik
- associate
- {f} işbirliği yapmak
O Bill ile işbirliği yapmak istemiyor.
- She doesn't like to associate with Bill.
- associate
- {f} benzetmek
- associate
- {f} with
- associate
- {i} dost
- associate
- arkadas olan
- associate
- {f} çağrıştırmak
- associate
- {f} -i hatırlatmak, -i akla getirmek: I associate that smell with the back streets of Warsaw. O
- associate
- ilişkilendirilmiş, ilişkilendirmek
- associate
- {f} ortak olmak
- associate
- {s} ikinci derece statüsü olan
- associate
- {f} ortak etmek
- associate
- {i} üye
- associate
- tam üye
- associate
- anlaşık
- friends and associates
- arkadaşlar ve dostlar