Planı desteklemek için bir konuşma yaptı.
- He made a speech in support of the plan.
Senin görevin aileni desteklemektir.
- Your duty is to support your family.
Ailesini geçindirmek için çok çalışıyor.
- He is working hard to support his family.
Tom Mary gibi bir kadını geçindirmek için yeterli para kazanmıyor.
- Tom doesn't earn enough money to support a woman like Mary.
Bu veriler hipotezi desteklemektedir.
- This data supports the hypothesis.
Planı desteklemek için bir konuşma yaptı.
- He made a speech in support of the plan.
Arkasında zengin bir destekleyicisi var.
- He has a wealthy supporter behind him.
Birçok lider uzlaşmayı destekledi.
- Many leaders supported the compromise.
Tom uyuduğu zaman sırtını dayamak için bir yastık kullanır.
- Tom uses a pillow to support his back when he sleeps.