Mary decided never to see him any more.
- Mary artık onu asla görmemeye karar verdi.
She is never online, even during her vacation.
- O, tatili sırasında bile asla çevrimiçi değil.
The result was by no means satisfactory.
- Sonuç asla tatmin edici değildi.
Astronomy is by no means a new science.
- Astronomi asla yeni bir bilim değildir.
Everyone is a moon, and has a dark side which he never shows to anybody.
- Herkes bir aydır, ve herhangi birine asla göstermeyeceği karanlık bir tarafı vardır.
Everyone is hoping nothing bad will ever happen in Japan.
- Herkes Japonya'da artık kötü bir şey asla olmayacağını umuyor.
I've never seen such a thing in my life, not once!
- Ben, hayatımda böyle bir şeyi asla görmedim, bir kez değil!
Tom doesn't seem to agree with you at all.
- Tom asla sizinle aynı fikirde görünmüyor.
Tom doesn't want to see Mary at all.
- Tom Mary'yi asla görmek istemiyor.
I am not in the least concerned about the result.
- Asla sonuçla ilgilenmiyorum.
Snakes are animals I don't like in the least.
- Yılanlar asla sevmediğim hayvanlardır.
Tom is by no means unintelligent. He is just lazy.
- Tom asla aptal değildir, O sadece tembeldir.
The result was by no means satisfactory.
- Sonuç asla tatmin edici değildi.
Everyone is hoping nothing bad will ever happen in Japan.
- Herkes Japonya'da artık kötü bir şey asla olmayacağını umuyor.
Nothing will ever change.
- Hiçbir şey asla değişmeyecek.
There's no way she'll ever marry Sato.
- Sato ile asla evlenmez.
You are not at all wrong.
- Asla hatalı değilsin.
If it had not been for her help, you would never have done it.
- Onun yardımı olmasaydı asla onu yapamazdın.
Everyone is hoping nothing bad will ever happen in Japan.
- Herkes Japonya'da artık kötü bir şey asla olmayacağını umuyor.
I never wear white socks.
- Ben asla beyaz çorap giymem.