askerde

listen to the pronunciation of askerde
التركية - الإنجليزية
soldier

The grenade exploded five metres from the soldier. - El bombası askerden beş metre uzakta patladı.

in the army

Did you write to your wife when you were in the army? - Askerde iken karınıza yazdnız mı?

asker
soldier

All the soldiers were brave. - Bütün askerler cesurdu.

Many soldiers suffered terrible wounds in the battle. - Birçok asker savaşta kötü yaralardan acı çekti.

askerde olmak
be in the army
asker
troop

The President called out the troops. - Başkan, askeri güçleri çağırdı.

The arrival of the troops led to more violence. - Askerlerin gelişi daha fazla şiddete yol açtı.

asker
{i} dragoon
asker
{i} guardsman
asker
man at arms
asker
fusilier
asker
military service

I did my military service in Ankara. - Askerliğimi Ankara'da yaptım.

Tom avoided military service. - Tom askerlik hizmetinden kaçtı.

asker
conscript

Senator Tom Jackson was opposed to conscription. - Senatör Tom Jackson zorunlu askerliğe karşı çıktı.

asker
infantry
asker
(Argo) digger
asker
(Askeri) enlisted man
asker
private soldier
asker
private
asker
military man

Do you know the name of the most successful military man from this area? - Bu civardaki en başarılı askerin adını biliyor musun?

A change of opinions is almost unknown in an elderly military man. - Yaşlı bir askeri adamda bir görüş değişikliği neredeyse bilinmiyor.

asker
soldier, conscript; military service, army; troops
asker
militant, valiant
asker
respectful toward social conventions
asker
man-at-arms
asker
serviceman; troops; askari; military service
asker
warrior
asker
soldier; soldiers
asker
slang money
asker
manatarms
asker
{i} serviceman
asker
arm

He had heard that war had started, but it didn't sink in for a long time until his father was drafted into the army. - Savaşın başladığını duymuştu fakat savaş babası askere alınıncaya kadar anlaşılmadı.

The army sent soldiers to remove the miners. - Ordu, madencileri uzaklaştırmak için asker gönderdi.

asker
{i} troops

The arrival of the troops led to more violence. - Askerlerin gelişi daha fazla şiddete yol açtı.

The troops easily put down the rebellion. - Askerler isyanı kolayca bastırdı.

الإنجليزية - الإنجليزية
askerde
المفضلات