تعريف ask©¥ في الإنجليزية التركية القاموس.
- ask
- {f} sormak
Öğrenci bir soru sormak için elini kaldırdı.
- The pupil held up his hand to ask a question.
Tavsiye sormaktan çekinme.
- Don't hesitate to ask for advice.
- ask for permission
- izin istemek
İzin istemek için gerek yoktur.
- There's no need to ask for permission.
Can yetenek ifade etmek için ve May izin istemek için doğru kelimedir.
- Can is the right word to express ability and May to ask for permission.
- ask for it
- aranmak
- ask
- {f} soru sormak
Tom Mary'ye bir soru sormak istedi.
- Tom wanted to ask Mary a question.
Böylesina aptal bir soru sormaktan daha iyisini biliyordu.
- She knew better than to ask such a stupid question.
- ask
- {f} istemek
Sadece onu istemek zorundasın.
- You have only to ask for it.
O,sadece yardım istemek zorunda.
- He has only to ask for help.
- ask for
- (Fiili Deyim ) 1- istemek , aramak 2- soru sormak
- ask
- yalvarmak
- ask for help
- yardım istemek
- ask
- {f} aranmak
- ask
- {f} rica etmek
Tom'un beni affetmesini rica etmek için kararımı verdim.
- I've made up my mind to ask Tom to forgive me.
Tom Mary'den büyük bir iyilik rica etmek istedi.
- Tom wanted to ask Mary for a big favor.
- ask for
- dilemek
Tom Mary'ye bazen yapmak zorunda olduğumuz bütün şeyin af dilemek olduğunu söyledi.
- Tom told Mary that sometimes all you have to do is ask for forgiveness.
- ask for
- aramak
- ask for
- rica etmek
Desteğinizi rica etmek isterim.
- I would like to ask for your support.
Tom yardım için rica etmek istemiyordu.
- Tom didn't want to ask for help.
- ask for
- talep etmek
- ask for (trouble)
- çanak tutmak
- ask for a pay rise
- (Ticaret) zam istemek
- ask for a rise
- zam istemek
- ask for advice
- akıl almak
- ask for advice
- akıl danışmak
- ask for mercy
- aman dilemek
- ask for permission to speak
- söz istemek
- ask for trouble
- sataşmak
- ask out
- (deyim) çıkma teklif etmek
- ask out
- (Argo) birine yazmak, yürümek
- Ask her herself
- Bizzat kendisine sorun
- ask
- talep etmek
- ask
- {f} hak etmek
- ask
- davet etmek
Tom bana Mary'yi dansa davet etmek istediğini söyledi.
- Tom told me that he intended to ask Mary to the dance.
Tom baloya Mary'yi davet etmek istedi.
- Tom wanted to ask Mary to the prom.
- ask
- çağırmak
- ask
- sor
Tavsiye sormaktan çekinme.
- Don't hesitate to ask for advice.
O geri döndüğünde ona sor.
- Ask her when she comes back.
- ask
- niyaz etmek
- ask for
- istemek
Sadece onun yardımını istemek zorundasın.
- You have only to ask for his help.
O,sadece yardım istemek zorunda.
- He has only to ask for help.
- ask for
- rica et
Para için rica ettin mi?
- Did you ask for money?
Tom yardım için rica etmek istemiyordu.
- Tom didn't want to ask for help.
- ask for advice
- öğüt iste
- ask for asylum
- sığınma talep etmek
- ask for identification
- kimlik sor
- ask for it
- hak etmek
- ask for trouble
- bela aramak
- ask in
- içeri davet et
- ask in
- içeriye davet etmek
- ask
- ihtiyaç göstermek
- ask
- {f} kaşınmak
- ask
- aramak
- Ask for time off
- (iş) İzin istemek
- ask a questions
- bir soru sormak
- ask about someone
- birini sormak
- ask around
- Çevredeki insanlara sormak ya da danışmak. "Our babysitter's just moved away, so we're asking around for a replacement."
- ask away
- Dilediğini sormak
- ask back
- geri isteyin
- ask for a favor
- bir iyilik istemek
- ask for a rain check
- (deyim) Bir davet ya da teklif bir sebeble reddedildiği zaman bu hakkı daha sonra kullanma izni istemek
- ask for advice
- öğüt işte
- ask for attention
- Dikkat istemek, ilgi gösterilmesini istemek
- ask for forgiveness
- Af istemek, affına sığınmak
- ask for hand
- (deyim) Bkz. aşk for öne's hand
- ask for leave
- (iş) Ayrılma talep etmek
- ask for one's hand
- (deyim) Evlilik için birinin müsadesini istemek
- ask for trouble
- kasınmak
- ask me out
- beni soracak
- ask out
- Kız-erkek arkadaşlığı kurmak içişn teklif etmek
- ask over
- Dâvet etmek
- ask round
- (Genellikle eve) davet etmek
- ask someone a favour
- (deyim) Birinden bir istekte bulunmak
- ask someone for something
- birisinden bir şey istemek
- ask someone out
- Çıkma teklif etmek
- ask someone over
- üzerinde kimse sormak
- ask someone's expertise
- birinden yardım istemek de olabilir
- ask someone's expertise
- birinin uzmanlığını sormak
- ask spread
- dağılmış teklif
- ask the blessing
- yemek duası yap
- ask/look for trouble
- bela aramak
- ask
- teklif etmek
Tom sonunda Mary'ye çıkma teklif etmek için cesaretini topladı.
- Tom finally mustered up the courage to ask Mary out.
Tom sadece şansını denedi ve Mary'ye çıkma teklif etmek için aradı.
- Tom just took a chance and called Mary to ask her out.
- ask
- ask in içeriye davet etmek
- ask
- {f} istemek: He asked to be excused from the table. Sofradan ayrılmak için izin istedi. She's asking a lot for this poodle. Bu
- ask
- icap ettirmek
- ask (one) to forgive
- affetmesini istemek
- ask a blessing
- sofra duası yapmak
- ask a blessing
- lütuf dilemek
- ask a favor of
- -e ricada bulunmak
- ask about
- hatırını sormak
- ask about
- sormak
İşçiler maaş artışlarını sormak için geldi.
- The workers came to ask about their pay raises.
Onun sağlığını sormak için hastaneye gittim.
- I went to the hospital to ask about his health.
- ask about
- sağlığını sormak
Onun sağlığını sormak için hastaneye gittim.
- I went to the hospital to ask about his health.
- ask about
- (Fiili Deyim ) sormak , soruşturmak
- ask after
- (Fiili Deyim ) halini hatırını sormak
- ask after
- hatırını sormak
- ask after
- sağlığını sormak
- ask after someone
- (deyim) birinin hatirini sormak
- ask for a date
- (Konuşma Dili) çıkma teklif etmek
- ask for a date
- çıkma teklifi etmek
- ask for a date
- (Konuşma Dili) çıkma teklifinde bulunmak
- ask for alms
- dilenmek
- ask for an appointment
- randevu talep etmek
- ask for direction
- adres sormak
- ask for donation
- bağış istemek
- ask for forgiveness
- affetmesini istemek
- ask for forgiveness
- affına sığınmak
- ask for it
- {k} kaşınmak, kötü bir karşılık gerektiren bir davranışta bulunmak
- ask for it
- çanak tutmak
- ask for justice
- adalet istemek
- ask for support
- destek istemek
- ask for the account
- hesabı istemek
- ask for the bill
- hesabı istemek
- ask for the fee
- ücretini istemek
- ask for the floor
- söz hakkı talep etmek
- ask for the girl in marriage
- kız istemek
- ask for the girl's hand
- kız istemek
- ask for the moon
- zoru istemek
- ask for the moon
- imkansızı istemek
- ask for the payment
- ücretini istemek
- ask for trouble
- aranmak
- ask for trouble
- {k} bela aramak, belayı satın almak
- ask for trouble
- belâ aramak
- ask leave of smb
- iznini istemek
- ask pardon
- özür dilemek
- ask smb. for advice
- fikrini sormak
- ask smb. for advice
- akıl istemek
- ask smb. for advice
- tavsiye istemek
- ask smb. in
- buyur etmek
- ask smb. in
- içeriye davet etmek
- ask smb. the way
- yolu sormak
- ask smb. to be seated
- oturmasını istemek
- ask smb. to be seated
- oturmasını rica etmek
- ask smb. to dinner
- yemeğe çağırmak
- ask smb. to dinner
- yemeğe davet etmek
- ask smb.'s permission
- iznini istemek
- ask smb.'s permission
- izin istemek
- ask someone for one's opinion
- fikrini sormak
- ask someone in
- (deyim) birini iceriye davet etmek
- ask someone out
- (deyim) birini bir olkanta,vb gibi disarda bir yere davet etmek
- ask something
- bir şey sormak
- ask the banns
- (isim)kâh başvurusu yapmak
- ask the banns
- nikâh başvurusu yapmak
- ask the time
- saati sormak
- ask the way
- yolu sormak
- ask/say the blessing
- yemek duası yapmak
- always ask
- (Bilgisayar) her zaman sor
- just ask
- sadece sor
- It´s a bit thick of you to ask me to do this, isn´t it?
- ıng., k. dili Benden bunu istemen biraz fazla, değil mi?
- bid-ask spread
- açık arttırmada alıcının verdiği fiyatla istenen bedel arasındaki fiyat farkı
- don't ask
- sormayın
- have a thing to ask so.
- Bir şey çok isteyeceğim
- if you ask me
- Bana sorarsan, ..., Bana soracak olursan,
- invite, ask, summon, bid
- Teklif toplamak sormak davet
- just ask
- şorman yeterli
- if you ask my opinion
- fikrimi sorarsan
- if you ask my opinion
- fikrimi sorarcak olursan
- kindly ask
- önemle rica etmek
- may i ask who's calling
- kim arıyor sorabilir miyim
- please ask customer service
- lütfen müşteri hizmetlerine sorun
- please ask him to call me
- ona beni aramasını söyleyin lütfen
- whom should i ask
- kime sorabilirim
- why did you ask
- niye sordun
- why do you ask?
- neden soruyorsun?
- write to ask
- yazıp sormak