Onun dışında, başka hiç kimse partiye gelmedi.
- Aside from him, nobody else came to the party.
Barak Obama dışında bütün Amerika başkanları beyazdı.
- Aside from Barack Obama, all US presidents were white.
Akşam yemeğinden sonra, George'nin babası onu bir kenara aldı.
- After dinner, George's dad took him aside.
Tom kitabı bir kenara koydu ve yukarı baktı.
- Tom laid the book aside and looked up.
O bir kenara biraz benzin koydu.
- He puts aside some gas.
Tom kitabı bir kenara koydu ve yukarı baktı.
- Tom laid the book aside and looked up.
Bunu benim için bir yana koy.
- Lay this aside for me.
Şaka bir yana, işe yarayabilir.
- All kidding aside, it may work.
Unusual circumstances aside.