Sen benim için değerli bir varlıksın.
- You're a valuable asset to me.
Çalışanlarımız bizim en değerli varlıklarımızdır.
- Our employees are our most valuable assets.
Bu mali denetim, aynı zamanda şirketin varlıklarının bir değerlendirmesini içerir.
- This financial audit also includes an evaluation of the company's assets.
Tom tüm mal varlığını bir kayyuma devretti.
- Tom put all of his assets in a blind trust.
Tom tüm mal varlığını bir kayyuma devretti.
- Tom put all of his assets in a blind trust.
Bir milyon doların üzerinde mal varlığı var.
- He has over a million dollars in assets.
These shares are a valuable asset.
... I'm pretty sure I did set up to so many different people about 20 different ...
... His horses would be the first to set hooves in the Americas ...