Sık sık olduğu gibi, Mike, bu öğleden sonra toplantı için geç kaldı.
- As is often the case, Mike was late for the meeting this afternoon.
Her zaman olduğu gibi, geç geldi.
- He came late, as is often the case with him.
I bought the car as is, so the seller was within his legal rights to refuse to repair it when it broke down after two days.
Fadil had a rebellious spirit.
- Fadıl'ın asi bir ruhu vardı.
Tom is disobedient and rebellious.
- Tom itaatsiz ve asidir.
Tom is disobedient and rebellious.
- Tom itaatsiz ve asidir.
The rebels sabotaged the railroad.
- Asiler demir yolunu sabote etti.
About thirty insurgents were killed.
- Yaklaşık otuz asi öldürüldü.
The father had trouble communicating with his wayward son.
- Baba, asi oğlu ile iletişim kurmakta sorun yaşamıştı.
Tom is disobedient and rebellious.
- Tom itaatsiz ve asidir.
Why are you so insubordinate to your boss?
- Niçin patronuna karşı çok asisin?