The number of students going abroad is on the increase.
- Yurtdışına giden öğrencilerin sayısı artmaktadır.
There has been an increase in the number of traffic accidents.
- Trafik kazalarının sayısı artmaktadır.
The number of people who visit aestethic clinics have been on the rise these last years.
- Estetik kliniklerini ziyaret eden insanların sayısı bu son yıllarda artmaktadır.
Tatoeba's popularity has been growing exponentially since the day of its inception.
- Tatoebanın popülaritesi kurulduğu günden beri katlanarak artmaktadır.
Electric vehicles are growing in popularity.
- Elektrikli araçların popülaritesi artmaktadır.
Year after year, production continued to increase.
- Yıldan yıla üretim artmaya devam etti.
The population of the world increases at a rate of two percent a year.
- Dünyanın nüfusu bir yılda yüzde iki oranında artmaktadır.
Tom receives a certain amount of pocket money from his wife every week. He puts whatever remains at the end of the week into his piggy bank.
- Tom her hafta eşinden belirli bir miktar cep harçlığı alır. Haftanın sonunda artan parayı kumbarasına koyar.
The small car boom is ending.
- Küçük araba artışı sona eriyor.
Traffic accidents are increasing in number.
- Trafik kazalarının sayısı giderek artmaktadır.
It is a term used to describe the warming of the earth due to increasing amounts of carbon dioxide in the atmosphere.
- O, atmosferdeki karbon dioksit miktarlarının artmasından dolayı Dünyanın ısınmasını tanımlamak için kullanılan bir terimdir.
The Great Depression triggered a great surge in crime.
- Büyük Buhran, suçta büyük bir artışa neden oldu.
Food prices have surged.
- Gıda fiyatları arttı.
Travel agencies' profits soared.
- Seyahat acentalarının gelirleri arttı.
The company's profits soared.
- Şirketin kazancı arttı.
It is a term used to describe the warming of the earth due to increasing amounts of carbon dioxide in the atmosphere.
- O, atmosferdeki karbon dioksit miktarlarının artmasından dolayı Dünyanın ısınmasını tanımlamak için kullanılan bir terimdir.
The number of students going abroad to study is increasing each year.
- Öğrenim yapmak için yurtdışına giden öğrenci sayısı her yıl artmaktadır.
The heavy rainfall has caused vegetable prices to rise daily for the last two months.
- Şiddetli yağış son iki ayın günlük sebze fiyatlarının artmasına sebep oldu.
Temperatures in the United States are expected to continue to rise.
- Amerika Birleşik Devletleri'nde sıcaklıkların artmaya devam etmesi bekleniyor.
A physician was immediately sent for; but on the first moment of beholding the corpse, he declared that Elvira's recovery was beyond the power of art.
There is a debate as to whether graffiti is art or vandalism.
Okulda güzel sanatlar okuyor.
- She is studying fine art at school.
Sanat öğrenimi yapmak iyi bir zevk gerektirir.
- It requires a good taste to study art.
Din çok bireyseldir. Neredeyse herkesin gerçekten kendi dini vardır. Dindeki bütünlük bir kurnazlıktır.
- Religion is very personal. Practically everyone has really his own religion. Collectivity in religion is an artifice.
Bir Japon iş adamı 200 milyon yene bir sanat eseri satın aldı.
- A Japanese businessman bought the artwork for 200 million yen.
Bu Rembrandt tablo bir sanat eseridir.
- This Rembrandt painting is a work of art.
O, resim sanatını mükemmelliğe taşıdı.
- He brought the art of painting to perfection.
Sanatçı her zaman yalnız resim yapmıştır.
- The artist always painted alone.
Güzel sanatlar on beşinci yüzyılda İtalya'da gelişti.
- The fine arts flourished in Italy in the 15th century.
Okulda güzel sanatlar okuyor.
- She is studying fine art at school.
Kabuki eski bir Japon sanatıdır.
- Kabuki is an old Japanese art.
Leonardo da Vinci tarafından yapılmış yaklaşık 900 eskiz kalmıştır.
- There remain approximately 900 art sketches by Leonardo da Vinci.
Sihirbazlık, batıl itikadı paraya çevirme sanatıdır.
- Magic is the art of changing superstition into money.
Japonya'daki en büyük sanatçılardan biridir.
- He is one of the greatest artists in Japan.
Büyük sanatçıların vatanı yoktur.
- Great artists have no country.
Beyninizin sol tarafını çok kullanıyorsunuz. Daha sanatsal olabilmek için beyninizin sağ tarafını kullanmaya çalışın.
- You live in your left brain too much. Try to use your right brain to be more artistic.
Bahçenin sanatsal güzelliği gerçekten şaşırtıcı.
- The artistic beauty of the garden is truly amazing.
Kesinlikle sanatsal becerilerim yok.
- I have absolutely no artistic skills.