Onları tutuklamak zorunda kaldım.
- I had to arrest them.
Tom polislerin onu tutuklamak isteyebileceğinden korkuyordu.
- Tom was afraid that the police might want to arrest him.
Tom'u tutuklamamız gerekiyor mu?
- Should we arrest Tom?
Kavga, birçok tutuklamalarla sonuçlandı.
- The fight resulted in several arrests.
Polis memuru Tom'u gözaltına aldı.
- The police officer placed Tom under arrest.
Üç kişi gözaltına alındı.
- Three people were arrested.
Fadıl'ın tutuklanması onun terör dönemini sona erdirdi.
- Fadil's arrest brought an end to his reign of terror.
Sami'nin tutuklanması onun terör dönemini sona erdirdi.
- Sami's arrest ended his reign of terror.
Ölüm sebebi ani kalp durmasıydı.
- The cause of death was cardiac arrest.
Onu tevkif etmiyorum.
- I'm not arresting her.
Onlar onu tevkif etti.
- They've arrested her.
I’m using mathesis — a universal science of measurement and order …And there is also taxinomia a principle of classification and ordered tabulation.Knowledge replaced universal resemblance with finite differences. History was arrested and turned into tables …Western reason had entered the age of judgement.