Tom polislerin onu tutuklamak isteyebileceğinden korkuyordu.
- Tom was afraid that the police might want to arrest him.
Seni tutuklamak için burada değilim.
- I'm not here to arrest you.
Tom'u tutuklamamız gerekiyor mu?
- Should we arrest Tom?
Polis, seni tutuklamak için burada değil.
- The police are not here to arrest you.
Fadıl'ın tutuklanması onun terör dönemini sona erdirdi.
- Fadil's arrest brought an end to his reign of terror.
Sami'nin tutuklanması onun terör dönemini sona erdirdi.
- Sami's arrest ended his reign of terror.
Ölüm sebebi ani kalp durmasıydı.
- The cause of death was cardiac arrest.
Onu tevkif etmiyorum.
- I'm not arresting her.
Onlar onu tevkif etti.
- They've arrested her.
Yaklaşık 300 kişi gözaltına alındı.
- About 300 people were arrested.
Üç kişi gözaltına alındı.
- Three people were arrested.
Asystolic cardiac arrest over the age of 70 is death.
Hepiniz tutuklusunuz.
- You're all under arrest.
İzinsiz girdiğin için tutuklusun.
- You're under arrest for trespassing.
I’m using mathesis — a universal science of measurement and order …And there is also taxinomia a principle of classification and ordered tabulation.Knowledge replaced universal resemblance with finite differences. History was arrested and turned into tables …Western reason had entered the age of judgement.
She was arrestingly beautiful.