Parça, piyano ve orkestra için düzenlendi.
- The piece was arranged for piano and orchestra.
Kayalar Japon tarzı bahçede güzel biçimde düzenlendi.
- Rocks are beautifully arranged in the Japanese-style garden.
Onlar bir toplantı düzenlediler.
- They arranged a meeting.
Çiçekleri güzel düzenledi.
- She arranged the flowers beautifully.
O Deal'in içinde ve çevresinde ev alışı ve satışı düzenlemektedir.
- She arranges the buying and selling of houses in and around Deal.
Saçımı düzenlemek zorundayım.
- I have to arrange my hair.
Çiçek düzenlemeyi öğrenmek istiyorum.
- I'd like to learn how to arrange flowers.
Bu düzenleme sadece geçici.
- This arrangement is only temporary.
Onlarla önceden hazırlıklar yapmalıyız.
- We must make arrangements with them beforehand.
Biz Pazartesi günü saat akşam 6'da buluşmak için anlaşma yaptık.
- We made arrangements to meet at 6 p.m. on Monday.
Biz bir anlaşmaya vardık.
- We've come to an arrangement.
Emily, çay töreni ve çiçek düzenlemesi ile çok ilgileniyor.
- Emily is very interested in tea ceremony and flower arrangement.
İki pul koleksiyoncusu bir takas düzenledi.
- The two stamp collectors arranged a trade.
Şiir, en iyi sırada düzenlenmiş en iyi kelimelerden oluşur.
- Poetry consists of the best words arranged in the best order.
Onlar bir toplantı düzenlediler.
- They arranged a meeting.
Tom elbiselerini asar, sonra onları rengine göre düzenler.
- Tom hangs his clothes, then arranges them by color.
... So clearly it would be in how the atoms are arranged. ...
... Well, my compatriot, Sergey Brin, who last year arranged ...