arouse curiosity; cause to become involved in, cause to become concerned with

listen to the pronunciation of arouse curiosity; cause to become involved in, cause to become concerned with
الإنجليزية - التركية

تعريف arouse curiosity; cause to become involved in, cause to become concerned with في الإنجليزية التركية القاموس.

interest
ilgilendirmek
interest
faiz

Düşen faiz oranları otomobil pazarını canlandırdı. - Falling interest rates have stimulated the automobile market.

Bir banka bize faizle ödünç para verir. - A bank lends us money at interest.

interest
artar
interest
ürem

Üreme benim ilgimi çekmiyor. - Procreation does not interest me.

interest
nema
interest
ilgi uyandırma
interest
(Ticaret) tecessüs
interest
merakını
interest
{f} ortak olmak
interest
{f} ilgilendir

Seni ilgilendirebilecek bir şeyim var. - I have something that might interest you.

Sizi ilgilendiren herhangi bir kitap okuyabilirsiniz. - You can read any book that interests you.

interest
merakını uyandırmak
interest
(in ile) ilgi
interest
{f} ikna etmek
interest
(Mukavele) faiz; ilgi; hisse; kazanç
interest
(fiil) ilgisini çekmek, dikkatini çekmek, ilgilendirmek, ortak olmak, istek uyandırmak, ikna etmek
interest
(Avrupa Birliği) menfaat, çıkar; yarar
interest
{f} dikkatini çekmek
interest
{i} ilgi çeken şey
interest
{i} nüfuz
الإنجليزية - الإنجليزية
{f} interest
arouse curiosity; cause to become involved in, cause to become concerned with

    الواصلة

    a·rouse curiosity; cause to be·come in·volved in, cause to be·come con·cerned with

    النطق

المفضلات