It is an ancient midden, presently an archaeological treasury.
- Eski bir çöp yığını şu anda arkeolojik bir hazinedir.
This archaeological site was damaged during the war.
- Bu arkeolojik site savaş sırasında hasar gördü.
Ancient archeological sites are under threat in Syria.
- Eski arkeolojik siteler Suriye'de tehdit altındadır.