arkasında

listen to the pronunciation of arkasında
التركية - الإنجليزية
behind

Women really are quite dangerous. The more I think about this, the more I'm able to understand the reasoning behind face covering. - Kadınlar gerçekten oldukça tehlikeliler. Bu konuda ne kadar çok düşünürsem, o kadar çok yüz örtüsünün arkasındaki nedeni anlayabileceğim.

The police officer on duty sensed an elderly man coming up behind him. - Görevli memur arkasından yaşlı bir adamın geldiğini hissetti.

1. behind. 2. after
derriere
behind it
arka
back

Music that doesn't transmit feelings, images, thoughts, or memories is just background noise. - Hisleri, görüntüleri, düşünceleri ya da anıları iletmeyen müzik sadece arka fon gürültüsüdür.

I am told he has a broad back. - Bana onun geniş bir arkası olduğu söylendi.

arka
rear

The hijackers moved to the rear of the plane. - Korsanlar uçağın arkasına ilerledi.

Tom noticed a police car in the rear-view mirror. - Tom arka dikiz aynasında bir polis arabası fark etti.

arkasında olma
be behind
arkasında bırakmak
to leave behind
arkasında dolaşmak/gezmek
to pester (someone) about doing something, at every opportunity to urge (someone) to do something
arkasında yumurta küfesi yok ya!
(Konuşma Dili) There is nothing to stop him from changing his mind
arka
{s} stern
arka
{i} backing
arka
posterior
arka
friend at court
arka
{s} tail

Your right taillight is busted. - Sağ arka lamban patlamış.

The tail at the rear of the plane provides stability. - Uçağın arkasındaki kuyruk denge sağlar.

arka
behind

The boy hid behind the door. - Çocuk, kapının arkasına saklandı.

A stranger tapped me on the shoulder from behind. He must have mistaken me for someone else. - Bir yabancı omzuma arkadan dokundu. Beni başka birisiyle karıştırmış olmalı.

arka
buttock
arka
(Tıp) superior

Sami felt a little bit superior to his friends. - Sami kendini arkadaşlarından biraz üstün hissetti.

arka
back board
arka
end

Applaud, friends, the comedy has ended. - Alkışlıyoruz, arkadaşlar, komedi sona erdi.

Who needs friends! They'll just betray you in the end. - Kimin arkadaşlara ihtiyacı var! Onlar sonunda sana ihanet edeceklerdir sadece.

arka
backside
arka
contuniation
arka
back-up
arka
dorsal
arka
the reverse
arka
aft

All in all, after ten years of searching, my friend got married to a girl from the Slantsy region. - Her şeyi düşünerek, on yıllık araştırmadan sonra, arkadaşım Slantsy bölgesinden bir kızla evlendi.

I asked after my sick friend. - Hasta arkadaşımın sağlık durumunu sordum.

perde arkasında
behind the scenes
arka
hind

Kangaroos have two small forepaws and two large, strong hind paws. - Kanguruların iki küçük ön pençesi ve iki büyük, güçlü arka pençeleri vardır.

The horse rose on its hind legs. - At arka ayaklarının üzerinde yükseldi.

arka
tailback
arka
upholder
arka
rear of
arka
on back
arka
back side
arka
on the back of
arka
on the back
Kafdağı'nın ardında/arkasında
in a lonely and inaccessible place
arka
rump, buttocks, fanny
arka
dorso
arka
backer
arka
a back load (of something)
arka
back part, rear, back side, reverse
arka
rearward; stern
arka
situated in the tail or rear section
arka
support

His girlfriend was not supportive. - Onun kız arkadaşı destekleyici değildi.

I have a lot of friends to support me mentally. - Beni zeka olarak destekleyecek çok arkadaşım var.

arka
back, rear; the reverse (side); continuation, sequel; support, back-up, backing; supporter, backer; backside, buttocks, behind; back; reverse; hind; posterior
arka
hind, back, posterior
arka
dors
arka
powerful friend, backer, supporter; pull, influence
arka
the space behind or beyond
arka
sequel, the remaining part
arka
backing; continuation; breech; supporter
arka
{i} small

There's one small cat hiding behind the car. - Arabanın arkasında saklanan küçük bir kedi var.

There is a small pond in back of my house. - Evimin arkasında küçük bir gölet var.

arka
reverse
arka
rearward
arka
{i} breech
arka
{i} continuation
arka
{i} supporter

He has a wealthy supporter behind him. - Arkasında zengin bir destekleyicisi var.

Your father's friends aren't his only supporters. - Senin babanın arkadaşları onun tek destekçileri değil.

perde arkasında
backstage
perde arkasında/arkasından secretly, surreptitiously, behind
the scenes, backstage
sahne arkasında
backstage
sahne arkasında
upstage
sahne arkasında olan
offstage
surların arkasında
within the walls
yemekli vagon trenin önünde mi arkasında
Is the dining car at the front or rear of the train
çat orada, çat burada, çat kapı arkasında/ardında
(Konuşma Dili) He's/She's a gadabout
الإنجليزية - الإنجليزية

تعريف arkasında في الإنجليزية الإنجليزية القاموس.

arka
sun, light; the Vedic hymn
arka
Essence, liquor, arrack
arka
'Arka' is one of the names of the deity of the sun, which is associated with the fire principle (tej) and the sense of sight (vision)
التركية - التركية

تعريف arkasında في التركية التركية القاموس.

arka
eğin
ARKA
(Osmanlı Dönemi) Duvar içinde kerpiç ve taş arasına konulan ağaç
ARKA
(Osmanlı Dönemi) Çadıra diktikleri direk
Arka
peş
Arka
dal
Arka
mabat
Arka
akab
Arka
zahr
arka
Geçmiş, geride kalmış zaman
arka
Otururken sırtın dayandığıyer
arka
Koruyucu, kayırıcı, iltimasçı, piston: "Memur olmak için büyük bir arka gerek."- H. R. Gürpınar
arka
Bir şeyin sırt durumunda olan yüzeyi
arka
Otururken sırtın dayandığı yer: "Otomobile bindiğimiz zaman başını arkaya yaslamış, gözlerini yummuştu."- T. Buğra. İnsanın vücudu, bedeni: "Arkasında beli kemerli, dar, şık bir pardösü vardı."- R. H. Karay
arka
Otururken sırtın dayandığı yer
arka
Bir şeyin temel tutulan yüzünün tam ters yanı
arka
Art, peş
arka
Geçmiş, geride kalmış zaman: "Bütün gözler arkaya, maziye çevrilmişti."- Y. K. Beyatlı
arka
Geri kalan bölüm, kısım
arka
Koruyucu, kayırıcı, iltimasçı, piston
arka
Geri kalan bölüm
arka
İnsanın vücudu, bedeni
arka
Arkada olan, arkada bulunan
arka
Mermer işletmeciliğinde taşın yüzüne paralel olan geri taraf
arkâ
(Osmanlı Dönemi) half
arkasında
المفضلات