I heard someone call my name from behind.
- Ben, birinin arkadan adımı seslendiğini duydum.
Tom hugged Mary from behind.
- Tom Mary'ye arkadan sarıldı.
I trusted them, and they stabbed me in the back.
- Onlara güvenmiştim ve beni arkadan bıçakladılar.
He tried to stab me in the back.
- O beni arkadan bıçaklamaya çalıştı.
He attacked me from the rear.
- O bana arkadan saldırdı.
We were attacked from behind.
- Arkadan saldırıya uğradık.
Tom hugged Mary from behind.
- Tom Mary'ye arkadan sarıldı.
There is a church at the back of my house.
- Evimin arkasında bir kilise var.
Music that doesn't transmit feelings, images, thoughts, or memories is just background noise.
- Hisleri, görüntüleri, düşünceleri ya da anıları iletmeyen müzik sadece arka fon gürültüsüdür.
Please move to the rear of the bus.
- Lütfen otobüsün arkasına doğru ilerleyin.
The speeding vehicle skidded and crashed head-on into the rear-end of a truck before the driver could say Jack Robinson.
- Hız aracı Jack Robinson diyemeden önce kaydı ve bir kamyonun arkasına direkt çarptı.
Your right taillight is busted.
- Sağ arka lamban patlamış.
The tail at the rear of the plane provides stability.
- Uçağın arkasındaki kuyruk denge sağlar.
The garden is behind the house.
- Bahçe evin arkasında.
Women really are quite dangerous. The more I think about this, the more I'm able to understand the reasoning behind face covering.
- Kadınlar gerçekten oldukça tehlikeliler. Bu konuda ne kadar çok düşünürsem, o kadar çok yüz örtüsünün arkasındaki nedeni anlayabileceğim.
Sami felt a little bit superior to his friends.
- Sami kendini arkadaşlarından biraz üstün hissetti.
Applaud, friends, the comedy has ended.
- Alkışlıyoruz, arkadaşlar, komedi sona erdi.
Who needs friends! They'll just betray you in the end.
- Kimin arkadaşlara ihtiyacı var! Onlar sonunda sana ihanet edeceklerdir sadece.
Tomorrow I’ll go out with friends after having lunch.
- Yarın öğle yemeğinden sonra arkadaşlarla birlikte dışarı çıkacağız.
I asked after my sick friend.
- Hasta arkadaşımın sağlık durumunu sordum.
The horse rose on its hind legs.
- At arka ayaklarının üzerinde yükseldi.
A friend of mine can speak Hindi fluently.
- Bir arkadaşım akıcı bir biçimde Hintçe konuşabilir.
He has a wealthy supporter behind him.
- Arkasında zengin bir destekleyicisi var.
Her boyfriend was not supportive.
- Erkek arkadaşı destekleyici değildi.
Tom wanted to eat at the small restaurant behind the hotel.
- Tom otelin arkasındaki küçük restoranda yemek yemek istedi.
There is a small pond in back of my house.
- Evimin arkasında küçük bir gölet var.
Your father's friends aren't his only supporters.
- Senin babanın arkadaşları onun tek destekçileri değil.
He has a wealthy supporter behind him.
- Arkasında zengin bir destekleyicisi var.