İki ülke arasında her an bir ticari sürtünme ortaya çıkabilir.
- Trade friction might arise between the two nations at any moment.
Problem sadece benim talimatlarımı izlememenizden ortaya çıktı.
- The problem has arisen simply because you didn't follow my instructions.
Korku, kötülük beklentisinden kaynaklanan acıdır.
- Fear is pain arising from the anticipation of evil.
En eski uygarlıklar Mezopotamya'da ortaya çıktı.
- The earliest civilizations arose in Mesopotamia.
Kaza basit bir hatadan ortaya çıktı.
- The accident arose from a simple mistake.
Bazı beklenmedik zorluklar ortaya çıktı.
- Some unexpected difficulties have arisen.
Yeni bir zorluk ortaya çıktı.
- A new difficulty has arisen.
Sonra gerekli makineyi nereden alacağımız sorunu ortaya çıktı.
- Then arose the question of where we were to get the necessary machinery.
En eski uygarlıklar Mezopotamya'da ortaya çıktı.
- The earliest civilizations arose in Mesopotamia.
Because Plato allowed them to co-exist, the meaning and connotations of the one overlap those of the other, and ambiguities arise.
... simply don't arise that's a very interesting believe that research ...
... real world arise in the web as well. ...