area of nonspecific space a child can always be sure to be

listen to the pronunciation of area of nonspecific space a child can always be sure to be
الإنجليزية - التركية

تعريف area of nonspecific space a child can always be sure to be في الإنجليزية التركية القاموس.

trouble
{i} sorun

Zenginlerin fakirler kadar sorunu vardır. - The rich have trouble as well as the poor.

Zenginlerin fakirler kadar sorunları vardır. - The rich have troubles as well as the poor.

trouble
dert

O her zaman başı dertte olan insanlara yardım etmeye hazırdı. - She was always willing to help people in trouble.

Bütün bu dertleri başına açtığım için üzgünüm. - I'm sorry to cause you all this trouble.

trouble
zahmet

Zahmetin için teşekkür ederim. - Thank you for your trouble.

Lezzetli yemeklerinizi hazırlama zahmetine girdiğiniz için teşekkür ederim. - Thank you for taking the trouble to prepare your delicious meals.

trouble
{f} 1. rahatsız etmek, tedirgin etmek: The approaching storm troubled the ship's crew. Yaklaşan fırtına geminin tayfasını tedirgin etti. The
trouble
başını ağrıtmak
trouble
müşkül
trouble

İşle ilgili biraz sorunum var. - I had some trouble with the work.

Karanlıktı, bu yüzden Tom cadde işaretini okumada sıkıntı çekti. - It was dark, so Tom had trouble reading the street sign.

trouble
rahatsızlık
trouble
sıkıntı

Kesinlikle sıkıntılarımız olacak. - We'll have troubles for sure.

Onlar bize çok az sıkıntı verdi. - They gave us very little trouble.

trouble
kötü taraf
trouble
(sosyal/siyasal) düzensizlik
trouble
zorluk

Sana zorluk çıkarmak istemiyorum. - I don't want to trouble you.

Nefes almada zorluk çekiyorum. - I've been having trouble breathing.

trouble
{i} meşakkat
trouble
{f} üzülmek
trouble
get into trouble belaya çatmak
trouble
{f} dert etmek
trouble
{i} huzursuzluk
trouble
{f} rahatsız etmek
trouble
{f} üzmek
trouble
{f} bulandırmak
الإنجليزية - الإنجليزية
trouble
area of nonspecific space a child can always be sure to be

    الواصلة

    ar·e·a of non·spe·cif·ic space a child Can al·ways be sure to be

    التركية النطق

    eriı ıv nänspısîfîk speys ı çayld kın ôlwiz bi şûr tı bi

    النطق

    /ˈerēə əv ˌnänspəˈsəfək ˈspās ə ˈʧīld kən ˈôlwēz bē ˈsʜo͝or tə bē/ /ˈɛriːə əv ˌnɑːnspəˈsɪfɪk ˈspeɪs ə ˈʧaɪld kən ˈɔːlwiːz biː ˈʃʊr tə biː/
المفضلات