arazisiz

listen to the pronunciation of arazisiz
التركية - الإنجليزية
landless
Not owning land

The landless flock to the cities seeking jobs.

{a} destitute of property or fortune, poor
Those who do not own land
Someone who is landless is prevented from owning the land that they farm. landless peasants. The landless are people who are landless. We are giving an equal area of land to the landless. owning no land
owning no land; "the landless peasantry"
owning no land; "the landless peasantry
Having no property in land
{s} not owning land, having no land
arazi
terrain

Unfamiliar terrain can be difficult to traverse. - Alışık olunmayan araziyi geçmek zor olabiliyor.

The rough terrain checked the progress of the hikers. - Engebeli arazi yürüyüşçülerin ilerlemesini frenledi.

arazi
land

He sold all his land. - O bütün arazisini sattı.

He holds a lot of land. - O çok fazla arazi tutuyor.

arazi
landed
arazi
{i} country

Nobody wanted to buy land in my country. - Kimse ülkemden arazi satın almak istemedi.

Tom owns a small piece of land in the country. - Tom memlekette küçük bir araziye sahiptir.

arazi
terrane
arazi
acres

Sami owns hundreds of acres of land south of Cairo. - Sami, Kahire'nin güneyinde yüzlerce dönüm araziye sahiptir.

I have purchased eight acres of land for my retirement. - Benim emekliliğim için sekiz dönüm arazi satın aldım.

arazi
holding
arazi
all-ter'rain
arazi
acre

I have purchased eight acres of land for my retirement. - Benim emekliliğim için sekiz dönüm arazi satın aldım.

Sami owns hundreds of acres of land south of Cairo. - Sami, Kahire'nin güneyinde yüzlerce dönüm araziye sahiptir.

arazi
(Askeri,Jeoloji) field

Earth has mountains, forests, fields, animals and people. - Dünyada dağlar, ormanlar, tarım arazileri, hayvanlar ve insanlar vardır.

The stars were shining over the silent fields. - Yıldızlar sessiz arazilerin üstünde parlıyordu.

arazi
real property
arazi
dominion
arazi
plot

This plot of land is my property. - Bu arazi parçası benim malımdır.

arazi
territory
arazi
estate

Tom inherited his uncle's estate. - Tom amcasının arazisini miras olarak aldı.

arazi
property

This land is my property. - Bu arazi benim mülkiyetimdir.

That tree is on Tom's property. - O ağaç Tom'un arazisinin üzerinde.

arazi
moor
arazi
glebe
Arazi
landuse
arazi
in land
arazi
country; terrain
arazi
lands; territory
arazi
soil
arazi
landed property
arazi
all terrain
arazi
premises
arazi
open land, fields, or spaces
arazi
piece of land; land
arazi
land, country; ground, terrain; domain, estate, real property
arazi
off-highway
arazi
tract
الإنجليزية - الإنجليزية

تعريف arazisiz في الإنجليزية الإنجليزية القاموس.

Arazi
{i} family name (Hebrew)
التركية - التركية

تعريف arazisiz في التركية التركية القاموس.

ARAZÎ
(Osmanlı Dönemi) Araza âit ve mensub. Araza dâir ve ilgili
ARÂZİ
(Osmanlı Dönemi) (Arz. C.) Yerler. Ekilen toprak. Ekilen yerler
Arazi
yerey
Arazi
(Osmanlı Dönemi) KATİA
arazi
(Osmanlı Dönemi) sonradan ortaya çıkan, dolayısıyla
arazi
Yeryüzü parçası
arazi
Yer yüzü parçası, yerey, yer, toprak
arazi
Yeryüzü parçası, yerey, yer, toprak: "Orman içinden nakledilen köyler halkına ait araziler, Devlet ormanı olarak derhâl ağaçlandırılır."- Anayasa
arazisiz
المفضلات