araştirmak

listen to the pronunciation of araştirmak
التركية - الإنجليزية

تعريف araştirmak في التركية الإنجليزية القاموس.

araştırmak
search

Fadil spent every spare moment searching the web for a gift to buy Layla. - Fadıl her boş anı, Leyla'ya satın alınacak bir hediye için interneti araştırmakla geçirdi.

He came to Tokyo in search of employment. - İstihdamı araştırmak için Tokyo'ya geldi.

araştırmak
investigate

It is not my purpose to investigate the impact of Emmet's theory on biology. - Amacım Emmet'in teorisinin biyolojiye olan etkisini araştırmak değildir.

The capable detective was assigned to investigate the cause of the tragedy. - Yetenekli dedektif trajedinin nedenini araştırmak üzere atanmıştır.

araştırmak
seek
araştırmak
study

Professor Kay has been studying insects for forty years. - Profesör Kay kırk yıldır böcekleri araştırmaktadır.

The real definition of science is that it's the study of the beauty of the world. - Bilimin gerçek tanımı, dünyanın güzelliğini araştırmaktır.

araştırmak
inquire
araştırmak
(Hukuk) to investigate, explore
araştırmak
forage
araştırmak
ferret about
araştırmak
research into
araştırmak
hunt after
araştırmak
inquire into
araştırmak
explore
araştırmak
fish
araştırmak
dredge for
araştırmak
dig up
araştırmak
probe
araştırmak
dig
araştırmak
cast about
araştırmak
analyse
araştırmak
analyze
araştırmak
cast around
araştırmak
fish around
araştırmak
go into
araştırmak
to search, to seek, to investigate, to inquire, to explore, to research, to hunt, to study, to look into, to delve in/into
araştırmak
research on
araştırmak
to investigate, explore, research, study, do research on
araştırmak
ferret
araştırmak
check up
araştırmak
{f} shop
araştırmak
look into

Private detectives were hired to look into the strange case. - Özel dedektifler tuhaf davaları araştırmak için kiralanırlar.

They agreed to look into the causes of the accident. - Onlar kazanın nedenlerini araştırmak için anlaştılar

araştırmak
quest for
araştırmak
delve into
araştırmak
check into
araştırmak
(deyim) check someone out
araştırmak
prospect
araştırmak
follow up
araştırmak
go through

I don't want to go through this again. - Bunu tekrar araştırmak istemiyorum.

araştırmak
look around
araştırmak
hunt
araştırmak
research

I'd really like more time to research this. - Bunu araştırmak için gerçekten daha fazla zaman istiyorum.

araştırmak
test
araştırmak
sift
araştırmak
check up on
araştırmak
quest
araştırmak
poke about
araştırmak
ferret out
araştırmak
ascertain
araştırmak
looking into
araştırmak
{f} sound
araştırmak
{f} sum up
araştırmak
vet
araştırmak
{f} poke
araştırmak
hunt out
araştırmak
shop for
araştırmak
make a study of
araştırmak
{f} survey
araştırmak
seek after
araştırmak
hunt up
araştırmak
{f} rummage
araştırmak
{f} quarry
araştırmak
(deyim) check sth. out
araştırmak
dredge up
araştırmak
seek for
araştırmak
{f} rout
araştırmak
{f} rake
araştırmak
drag up
araştırmak
{f} root
araştırma
survey

According to a survey, 1 thousand million people are suffering from poverty in the world. - Bir araştırmaya göre dünyada bir milyar insan yoksulluk çekiyor.

A survey shows that many businessmen skip lunch. - Bir araştırma birçok iş adamının öğle yemeğini atladığını göstermektedir.

araştırma
investigation

How is the investigation's going? - Araştırma nasıl gidiyor?

Recent investigations have demonstrated that the application of Emmet's theory is not always without defects. - Son araştırmaların gösterdiğine göre, Emmet'in teorisinin uygulanması her zaman kusursuz değildir.

araştırma
search

She went in search of a doctor for her sick baby. - O, hasta bebeği için doktor araştırmaya gitti.

The search party found him lying at the foot of a cliff. - Araştırma ekibi onu uçurumun dibinde uzanırken buldu.

araştırma
research

The chief engineer did research hand in hand with his assistant. - Başmühendis, asistanı ile el ele araştırma yaptı.

The research institute was established in the late 1960s. - Araştırma enstitüsü, 1960'ların sonlarında kurulmuştur.

araştırma
{i} study

A study reports that 53,000 Americans die each year as a result of secondhand smoke. - Bir araştırmaya göre her yıl 53.000 Amerikalı pasif içicilik sonucu ölüyor.

If we are to judge the future of ocean study by its past, we can surely look forward to many exciting discoveries. - Okyanus araştırmasının geleceğini onun geçmişiyle tahmin edeceksek birçok heyecan verici keşifleri elbette dört gözle bekleriz.

araştırma
investigative

Tom is an investigative reporter. - Tom bir araştırmacı muhabirdir.

Tom is an investigative journalist. - Tom bir araştırmacı gazetecidir.

araştırma
inquiry

This discovery opened up the floodgates to research and led to the establishment of the discipline as a legitimate field of inquiry. - Bu keşif araştırma yapmak için bent kapaklarını açtı ve soruşturmanın meşru alanı olarak disiplin kurulmasına neden oldu.

araştır
{f} quest

I'm doing some history research and would like to ask you a few questions. - Biraz geçmişi araştırma yapıyorum, ve size birkaç soru sormak istiyorum.

He went on a quest to find the point where the sky touches the Earth. - O, gökyüzünün dünyaya dokunduğu noktayı bulmak için uzun ve zorlu bir araştırmaya devam etti.

araştır
probing
araştırma
probe
araştırma
quest

I'm doing some history research and would like to ask you a few questions. - Biraz geçmişi araştırma yapıyorum, ve size birkaç soru sormak istiyorum.

The boy succeeded in his quest, guided by the spirit of a squirrel. - Bir sincap ruhu tarafından yönlendirilen çocuk araştırmasında başarılı olmuştu.

araştırma
exploration

From the standpoint of ecology, Antarctica should be reserved solely for research, not for tourism or for commercial exploration. - Ekoloji açısından, Antarktika turizm için ya da ticari keşif için değil, sadece araştırma için korunmalıdır.

araştır
(Bilgisayar) investigate

It's my business to investigate such things. - Bu tür şeyleri araştırmak benim işim.

The capable detective was assigned to investigate the cause of the tragedy. - Yetenekli dedektif trajedinin nedenini araştırmak üzere atanmıştır.

araştırma
reconnoiter
araştırma
prospecting
araştırma
reconnoitre
araştırma
(Ticaret) observation
araştırma
examination
derinlemesine araştırmak
delve
maden araştırmak
(Madencilik) prospect
araştır
{f} research

The chief engineer did research hand in hand with his assistant. - Başmühendis, asistanı ile el ele araştırma yaptı.

We have little money available for the research. - Araştırma için mevcut az paramız var.

araştır
make a survey of
araştır
inquire

He says he will inquire into the matter. - Konuyu araştıracağını söylüyor.

araştır
{f} ferret
araştır
look into

Please look into this matter as soon as you can. - Lütfen yapabildiğiniz kadar kısa zamanda bu konuyu araştırın.

Why don't you look into the problem yourself? It's your responsibility. - Sorunu niçin kendin araştırmıyorsun? O senin sorumluluğun.

araştırma
{i} surveying
araştırma
checkback
araştırma
scrutiny
araştırma
hunting
araştırma
to research
içyüzünü araştırmak
fathom
araştır
probe
araştır
(Biyoloji) explore

The geologists explored for oil on our farm. - Jeologlar çiftliğimizde petrol için araştırma yaptılar.

In 1497, John Cabot explored Canada. - 1497 de, John Cabot Kanada'yı araştırdı.

araştır
snoop
araştırma
explorative
araştırma
(Hukuk) investigation, research
araştırma
checkup; discourse
araştırma
disquisition
araştırma
inquisitorial
araştırma
of research

This technology will open up a whole new avenue of research. - Bu teknoloji araştırma ile ilgili yepyeni bir cadde açacaktır.

What kind of research does the organization do? - Organizasyon ne tür araştırma yapar?

araştırma
exploratory
araştırma
pursuit
araştırma
inquiries
araştırma
ascertainment
araştırma
checkover
araştırma
inquisitional
araştırma
research, investigation, inquiry, exploration, study, search
araştırma
{i} discourse
araştırma
{i} review
araştırma
{i} checkup
aslını araştırmak
go behind
derinlemesine araştırmak
plumb
derinlemesine araştırmak
plumb-line
derinlemesine araştırmak
get the bottom of
derinlemesine araştırmak
probe
esasını araştırmak
bottom
gizlice araştırmak
poke and pry
içyüzünü araştırmak
search into
mağaraları araştırmak
(hobi) spelunk
piyasayı araştırmak
go shopping
titizlikle araştırmak
sift
uzayı araştırmak
look into space
التركية - التركية