The investigators tried to pin the blame on the pilot.
- Araştırmacılar pilotu suçlamaya çalıştı.
Almost immediately, investigators noticed anomalies.
- Araştırmacılar anomalileri neredeyse hemen fark ettiler.
He said, I plan to become a researcher.
- O, bir araştırmacı olmayı planlıyorum dedi.
Dan met a group of biology researchers at Princeton University.
- Dan, Princeton Üniversitesi'nde bir grup biyoloji araştırmacısı ile bir araya geldi.
Dan is a highly trained professional investigator.
- Dan hayli eğitimli profesyonel bir araştırmacıdır.
You really are quite a skillful investigator.
- Sen gerçekten oldukça becerikli bir araştırmacısın.
The explorers discovered a skeleton in the cave.
- Araştırmacılar mağarada bir iskelet keşfettiler.
The explorers began to suffer from a severe lack of food.
- Araştırmacılar ciddi bir gıda eksikliğinden muzdarip olmaya başladı.
Tom is an investigative journalist.
- Tom bir araştırmacı gazetecidir.
Tom is an investigative reporter.
- Tom bir araştırmacı muhabirdir.
Most analysts expected that Tom's offer would set off a new round of bidding for Mary.
- Araştırmacıların çoğu, Tom'un teklifinin Mary'ye bir dizi yeni teklifler gelmesine neden olacağı kanısında.