He went on a quest to find the point where the sky touches the Earth.
- O, gökyüzünün dünyaya dokunduğu noktayı bulmak için uzun ve zorlu bir araştırmaya devam etti.
The boy succeeded in his quest, guided by the spirit of a squirrel.
- Bir sincap ruhu tarafından yönlendirilen çocuk araştırmasında başarılı olmuştu.
It's my business to investigate such things.
- Bu tür şeyleri araştırmak benim işim.
They are going to investigate the affair.
- Onlar olayı araştıracak.
We have little money available for the research.
- Araştırma için mevcut az paramız var.
The research institute was established in the late 1960s.
- Araştırma enstitüsü, 1960'ların sonlarında kurulmuştur.
He says he will inquire into the matter.
- Konuyu araştıracağını söylüyor.
I will look into the matter.
- Konuyu araştıracağız.
Please look into this matter as soon as you can.
- Lütfen yapabildiğiniz kadar kısa zamanda bu konuyu araştırın.
Tom explored every possibility.
- Tom her olasılığı araştırdı.
In 1497, John Cabot explored Canada.
- 1497 de, John Cabot Kanada'yı araştırdı.