araştır

listen to the pronunciation of araştır
التركية - الإنجليزية
{f} quest

He went on a quest to find the point where the sky touches the Earth. - O, gökyüzünün dünyaya dokunduğu noktayı bulmak için uzun ve zorlu bir araştırmaya devam etti.

I'm doing some history research and would like to ask you a few questions. - Biraz geçmişi araştırma yapıyorum, ve size birkaç soru sormak istiyorum.

probing
(Bilgisayar) investigate

A committee has been set up to investigate the problem. - Sorunu araştırmak için bir komite kuruldu.

It's my business to investigate such things. - Bu tür şeyleri araştırmak benim işim.

{f} research

The research institute was established in the late 1960s. - Araştırma enstitüsü, 1960'ların sonlarında kurulmuştur.

This means you can reuse them freely for a textbook, for an application, for a research project, for anything! - Bu, onları bir ders kitabı için, bir uygulama için, bir araştırma projesi için, her şey için yeniden serbestçe kullanabileceğin anlamına gelir.

make a survey of
inquire

He says he will inquire into the matter. - Konuyu araştıracağını söylüyor.

{f} ferret
look into

Tom began to look into the problem as soon as Mary brought it to his attention. - Tom, Mary onun dikkatini çeker çekmez sorunu araştırmaya başladı.

I will look into the matter. - Konuyu araştıracağız.

probe
(Biyoloji) explore

In 1497, John Cabot explored Canada. - 1497 de, John Cabot Kanada'yı araştırdı.

The explorers began to suffer from a severe lack of food. - Araştırmacılar ciddi bir gıda eksikliğinden muzdarip olmaya başladı.

snoop
araştır
المفضلات