aptal

listen to the pronunciation of aptal
التركية - الإنجليزية
silly

It is a silly practice for non-Christians to send chocolates on St. Valentine's Day. - Sevgililer Günü'nde çikolata göndermek, Hristiyan olmayanlar için aptalca bir başlangıç.

Ikeda made several silly mistakes, and so he was told off by the department head. - Ikeda birkaç aptalca hata yaptı ve bu yüzden ona bölüm başkanı tarafından ağzının payı verildi.

stupid

Why did you say such a stupid thing? - Neden böyle aptalca bir şey söyledin?

It is stupid of you to believe in him. - Ona inanman aptallıktır.

foolish

They tried to make each other look foolish. - Onlar birbirlerini aptal göstermeye çalıştılar.

It's foolish taking a taxi when you can easily walk to the station. - İstasyona kolayca yürüyebilirken bir taksiye binmek aptalca.

fool

A fool and his money are soon parted. - Aptal parasının kıymetini bilmez.

A fool and his money are soon parted. - Aptal ve parası çabuk ayrılırlar

dummy

I thought you were a dummy. - Ben senin bir aptal olduğunu düşünüyordum.

idiot

His boyfriend is an idiot. - Onun erkek arkadaşı aptal.

Idiot! She's not being honest when she says she loves you. Haven't you figured it out yet? She's just a gold digger. - Aptal! Seni sevdiğini söylediğinde dürüst olmuyor. Hâlâ anlamadın mı? O, tam bir altın arayıcısı.

dumb

He is the dumbest kid in the class. - Sınıfta en aptal çocuktur.

Not all blondes are dumb. - Tüm sarışınlar aptal değildir.

thickheaded
birdbrain
(deyim) goof

Tom does do some goofy things. - Tom bazı aptalca şeyler yapıyor.

It sounds a bit goofy. - O biraz aptal görünüyor.

(Argo) dumb ass
barmy
(Argo) harebrain
half-wit
dumb-bell
crass
daft
blockhead
(Argo) featherbrain
cockeyed
(Argo) bird brain
dunny
gaby
fat-head
imbecile

This imbecile has sharp teeth. - Bu aptalın keskin dişleri var.

(Argo) rattlebrain
goosey
half-witted
witless
ditzy
(Argo) nut
chump
(Konuşma Dili) dim-wit
vacuous
fat-headed
gobemouche
twirp
(deyim) jackass
asses
(Argo) flibbertigibbet
(Konuşma Dili) lamebrain
(deyim) half-baked
(Argo) sawney
dumbed
(Argo) crank
besotted
(Argo) screwball
ideot
idiotical
puddinghead
(Argo) featherhead
nidget
dorky
nong
schnook
(Argo) scatterbrain
(Argo) jobbernowl
dork
(Argo) dumbass

It's better to be alone than with some dumbass by your side. - Yalnız olmak yanında birkaç aptalla birlikte olmaktan daha iyidir.

(Argo) dweeb
sheepshead
(deyim) bozo

What do you say we ditch this bozo and have some fun? - Bu aptaldan kurtulup biraz eğlenmeye ne dersiniz?

muddleheaded
(deyim) goose
(Argo) lunatic
goofball
(deyim) hare-brained
(Argo) schmo
bird-brained
(Argo) dingleberry
aptal yerine koymak
fool

Tom didn't want to make a fool of himself. - Tom kendini aptal yerine koymak istemedi.

Is it hard to fool you? - Seni aptal yerine koymak zor mu?

aptal durumuna düşürmek
(deyim) make a fool of
aptal yerine koymak
make a fool of somebody
aptal yerine koymak
(deyim) make a fool of
aptal altını
fool's gold
aptal bir şekilde
witlessly
aptal kimse
fool
aptal kutusu
Boob tube, television
aptal yerine koyma
fool of
aptal adam
galoot
aptal aptal dolaşmak
mooch
aptal aptal konuşmak
tittle tattle
aptal aşık
fancy man
aptal aşık gibi bakmak
(Konuşma Dili) caste sheep's eyes
aptal aşık gibi bakmak
(Konuşma Dili) make sheep's eyes
aptal dahi
(Pisikoloji, Ruhbilim) idiot savant
aptal durumuna düşmek
(deyim) have egg on one's face
aptal durumuna düşürmek
score off
aptal durumuna düşürmek
stultify
aptal durumuna düşürmek
score smb. off
aptal kadın
foolish woman
aptal kimse
cluck
aptal kişi
wally
aptal kişi
foolish person
aptal kutusu
boob tube
aptal numarası yapma
tarradiddle
aptal numarası yapma
taradiddle
aptal numarası yapmak
(deyim) play the fool
aptal numarası yapmak
affect stupidity
aptal numarası yapmak
(deyim) act the fool
aptal numarası yapmak
play the village idiot
aptal sarışınlık yapmak
(Argo) blonde moment
aptal tip
goosey
aptal yerine koymak
befool
aptal yerine koymak
to make a fool of sb, to fool
dili aptal
lamebrain
seni aptal
you stupid
seni aptal!
you idiot!
aptallar
geese
aptallar
fools

We must learn to live together as brothers, or we will perish together as fools. - Erkek kardeşler gibi birlikte yaşamayı öğrenmeliyiz, ya da aptallar gibi birlikte öleceğiz.

Much better alone than with fools. - Yalnız kalmak aptallarla olmaktan çok daha iyidir.

bana aptal dedin
you called me stupid
allah'ın belâsı aptal
damned fool
son derece aptal
deadly dull
ta ki so that even: En sade bir üslupla yazdı, ta ki en aptal okuyucu anlasın. H
in the simplest of styles, so that even the stupidest reader might understand it
yeterince aptal
(deyim) fool enough
çok aptal
a bit of a fool
التركية - التركية
Zekâsı pek gelişmemiş, zekâ yoksunu, alık, ahmak: "Aptal bir gülüşle yüzüne bakıyorum."- Y. Z. Ortaç
Küçümseme ve azarlama bildiren seslenme sözü: "Aptal, senin yerini açıkça söyledim ben."- T. Buğra
Küçümseme belirten seslenme sözü
Zekâsı pek gelişmemiş, zekâ yoksunu, alık, ahmak
Türk kukla oyununda dalkavuk tipi
Azarlama sözü
keş
alık salık
lala
zolot
andaval
sehi
alık
şavalak
kelek
aptal kutusu
Televizyon
aptal aptal
Aptal gibi, aptalca, aval aval
aptal olmak
Aptal durumda bulunmak
aptal
المفضلات