Tom yaklaşık olarak benimle aynı yaşta.
- Tom is approximately the same age as me.
Bir insanın kalbi, yaklaşık olarak yumruğuyla aynı boyuttadır.
- A person's heart is approximately the same size as their fist.
Utanma. Telaffuzun az çok doğru.
- Do not be shy. Your pronunciation is more or less correct.
Onun sorunlarını az çok anlıyor.
- He understands her problems more or less.
Tamamen yanlış olmasındansa üç aşağı beş yukarı doğru olması daha iyidir.
- It's better to be approximately right than completely wrong.
Az ya da çok sorunlarını anlıyor.
- He understands more or less his problems.
Bu az ya da çok şu anda söyleyebileceğim şey.
- That's more or less all I can say at the moment.
Tom, Mary'nin evinin John'unkine çok yakın olduğunu bilmiyordu.
- Tom didn't know that Mary's house was so close to John's.
Köpek ölüme yakındır.
- The dog is close to death.
It rained for close to forty days and forty nights.
The sporophyte foot is also characteristic: it is very broad and more or less lenticular or disciform, as broad or broader than the calyptra stalk , and is sessile on the calyptra base.
... [laughter] Approximately speaking, these two modes correspond to, of course, iOS and Android. ...
... approximately twelve thousand tumse lineup on each side of a pack ...