Select Keyboard:
Türkçe ▾
  1. Türkçe
  2. English
  3. العربية
  4. Dansk
  5. Deutsch
  6. Ελληνικά
  7. Español
  8. فارسی
  9. Français
  10. Italiano
  11. Kurdî
  12. Nederlands
  13. Polski
  14. Português Brasileiro
  15. Português
  16. Русский
  17. Suomi
  18. Svenska
  19. 中文注音符号
  20. 中文仓颉输入法
X
"1234567890*-Bksp
Tabqwertyuıopğü,
CapsasdfghjklşiEnter
Shift<zxcvbnmöç.Shift
AltGr

appropriate, suitable; believable; having a good potential

listen to the pronunciation of appropriate, suitable; believable; having a good potential
الإنجليزية - التركية

تعريف appropriate, suitable; believable; having a good potential في الإنجليزية التركية القاموس.

likely
{s} geleceği parlak: a likely candidate geleceği parlak bir
likely
belki
likely
önemsiz
likely
inanılır
likely
iyi

O, muhtemelen iyi olacak. - It is likely to be fine.

Tom ekonominin muhtemelen iyileşeceğini düşündüğünü söyledi. - Tom said that he thought the economy was likely to get better.

likely
geleceği parlak
likely
olması muhtemel

Böyle bir kazanın tekrar olması muhtemeldir. - Such an accident is likely to happen again.

Tom'un onu kasten yapmış olması muhtemel. - It's likely that Tom did it on purpose.

likely
uygun

Bu neredeyse hiç uygun değil. - That's hardly likely.

likely
olası

Trafik kazalarının yağışlı günlerde meydana gelmesi olasıdır. - Traffic accidents are likely to occur on rainy days.

Tom Mary'ye büyük olasılıkla yarışı kimin kazanacağını düşündüğünü sordu. - Tom asked Mary who she thought would be the most likely to win the race.

likely
muhtemel

Öyle tuhaf bir şeyin gerçekleşmesi muhtemel değildir. - Such a strange thing is not likely to happen.

Hava tahmini göre tayfunun sahile yaklaşması muhtemeldir. - According to the weather forecast, the typhoon is likely to approach the coast.

likely
münasip/muhtemel
likely
galiba

Galiba bu kitabı okumaya sene sonuna kadar devam edeceğiz. - We're likely to continue reading this book up to the end of the year.

likely
{s} inandırıcı
likely
{s} mantıklı

Tom muhtemelen mantıklı olacaktır. - Tom will likely be reasonable.

Tom muhtemelen mantıklı olacak. - Tom is likely to be sensible.

likely
muhtemelen

O, muhtemelen bu oyunu kazanır. - He is likely to win this game.

Gözetlemede muhtemelen büyük bir hata olduğunu zannediyorum. - I think that it likely that there was a major fault in the lookout.

likely
(zarf) büyük ihtimalle, muhtemelen, galiba
الإنجليزية - الإنجليزية
likely

Jones is a likely candidate for management.