الإنجليزية - التركية
تعريف appearance, countenance في الإنجليزية التركية القاموس.
- looks
- görünüş
Görünüşü hakkında duyarlıdır.
-She is sensitive about her looks.
Görünüşe bakılırsa sınava çok çalışmadın.
-Looks like you didn't study much for the test.
- looks
- iyi görünüm
- looks
- çekici görünüm
- looks
- bakıyor
Tom her zaman bir saat takardı, ama şimdi o sadece akıllı telefonuna bakıyor.
-Tom used to always wear a watch, but now he just looks at his smart phone.
Benim evim güneye bakıyor.
-My house looks to the south.
المصطلحات ذات الصلة
الإنجليزية - الإنجليزية
تعريف appearance, countenance في الإنجليزية الإنجليزية القاموس.
- {i} looks
appearance, countenance
الواصلة
appearance, coun·te·nanceالنطق
Resimler
السابق
المفضلات