anzeigen

listen to the pronunciation of anzeigen
ألمانية - التركية
v. 'antsaygın ilân etmek, duyurmak; ihbar etmek; bildirmek; (gazetede) ilan etmek; beyan etmek
{'antsaygın} ilân etmek, duyurmak; ihbar etmek; bildirmek; (gazetede) ilan etmek; beyan etmek
göstermek, delalet etmek; ihbar etmek; ilan etmek; beyan etmek
reklamlar
gösteren
gösteriliyor
gösterilen
ihbar etmek
الإنجليزية - التركية

تعريف anzeigen في الإنجليزية التركية القاموس.

indication
(Tıp) Endikasyon: Bir ilacın hangi hastalıklara ve hangi şekilde uygun olacağını bildirir
indication
{i} bulgu
indication
(Nükleer Bilimler) gösterge,belirti
indication
belirti

Cehalet bir aptallık belirtisi değildir. - Ignorance is not an indication of stupidity.

indication
işaret

Onun geveleyerek konuşması onun sarhoş olduğunun bir işaretiydi. - Her slurred speech was an indication that she was drunk.

Bir şeyin ters gittiğine dair hiçbir işaret yoktu. - There was no indication that anything was wrong.

indication
iz
ads
(Reklam) (advertisement) Reklâm, ilân
advertisements
ilanlar

İndirimler ve satışlarla ilgili ilanlar sürekli olarak Tom'un cep telefonuna geliyor. - Advertisements for discounts and sales constantly arrive on Tom's mobile phone.

Buraya yakın kiralık bir daire olduğunu gazete ilanlarından okudum. - I read in the newspaper advertisements that there is an apartment for rent near here.

indication
{i} ölçüm
indication
{i} belirtme
indication
(Tıp) Bir ameliyatın ne gibi şartlar altında gerektiğini bildirir
indication
(İnşaat) gösterme, belirti
indication
{i} belirti, delil, gösterge, işaret
indication
(isim) gösterme, belirtme, belirti, işaret, bulgu, ölçüm, çıtlatma
indication
gösterme/gösterge
indication
{i} çıtlatma
indication
{i} bildirme, anlatma, gösterme
indication
belirti,gösterim