anything apparently limitless in quantity or volume

listen to the pronunciation of anything apparently limitless in quantity or volume
الإنجليزية - التركية

تعريف anything apparently limitless in quantity or volume في الإنجليزية التركية القاموس.

ocean
{i} okyanus

Tom okyanusta boğuldu. - Tom drowned in the ocean.

Okyanusta yüzmek benim en büyük zevkimdir. - To swim in the ocean is my greatest pleasure.

sea
{i} deniz

Tatilde deniz kenarına giderdik. - We used to go to the seaside on holiday.

Ben bir çocukken çoğu zaman denizde yüzmeye gittim. - When I was a child, I often went swimming in the sea.

sea
{i} dalga

Tekne dalgalı denizde şiddetle sallandı. - The little boat bobbed on the rough sea.

Deniz bugün oldukça dalgalı. - The sea is pretty rough today.

sea
(sıfat) denizle ilgili, deniz
sea
sea breeze denizden esen rüzgar
sea
umman
sea
Smaris alcedo
sea
sea anemone deniz şakayığı
sea
Actiniaria
sea
(Askeri) AIR-LAND TEAM: DENİZ-HAVA-KARA TİMİ: Konvansiyonel olmayan ve milis harekatı yapacak şekilde özel eğitilmiş ve teçhizatlandırılmış ve müttefik ülkelerin personelini böyle harekatta gözetleme ve keşif dahil sularda, derelerde ve kıyı bölgelerinde eğiten bir subay grubu. Genelde SEAL timi olarak bilinir. (SEAL: Karada, denizde harekat yapabilen ve paraşütle atlayabilen komando)
ocean
(Coğrafya) anadeniz
ocean
(Ticaret) okyanus denizi
ocean
{i} derya
ocean
ocean lane okyanus gemilerinin sefer yolu
ocean
kürenin üçte ikisini kaplayan geniş su kıtası
ocean
ocean current okyanus akıntısı
ocean
büyük deniz
الإنجليزية - الإنجليزية
sea
ocean
anything apparently limitless in quantity or volume

    الواصلة

    a·ny·thing ap·par·ent·ly lim·it·less in quan·ti·ty or vol·ume

    التركية النطق

    enithîng ıperıntli lîmıtlıs în kwäntıti ır välyum

    النطق

    /ˈenēˌᴛʜəɴɢ əˈperəntlē ˈləmətləs ən ˈkwäntətē ər ˈvälyo͞om/ /ˈɛniːˌθɪŋ əˈpɛrəntliː ˈlɪmətləs ɪn ˈkwɑːntətiː ɜr ˈvɑːljuːm/
المفضلات