Onun ailesi ile ilgili hiçbir şey bilmiyorum.
- I don't know anything about her family.
O hiçbir şeyi değiştirmeyecek.
- That won't change anything.
Bu, onları bir ders kitabı için, bir uygulama için, bir araştırma projesi için, her şey için yeniden serbestçe kullanabileceğin anlamına gelir.
- This means you can reuse them freely for a textbook, for an application, for a research project, for anything!
Benim evimde partiler vermek istiyorsanız, daha sonra her şeyi temizleyin ve bir şey kırmayın, ya da zarar için ödeme yapın.
- If you want to have parties in my house, clean up everything afterwards, and don't break anything, or else pay for the damage.
Ondan daha küçük herhangi bir şeyin yok mu?
- Don't you have anything smaller than that?
Eğer bir şeye ihtiyacın olursa haberim olsun.
- Let me know if you are in need of anything.
Senin için ne olsa yapmaya hazırım.
- I am quite willing to do anything for you.
Hiç bir şeyi asla önceden tahmin edemem.
- I can never predict anything.
Tom hiç bir şey yapmak istemiyor.
- Tom doesn't want to do anything at all.
İhtiyacın olan başka bir şey varsa, bana bildir.
- If there's anything else you need, just let me know.
Tom başka bir şeye yapamayacak kadar çok yorgun olduğunu söyledi.
- Tom said that he was too tired to do anything else.
Bilakis, büyükbabam eskisinden daha mutlu görünüyor.
- If anything, my grandfather seems happier than before.
Bilakis, benim yeni işim eski işimden daha zor.
- If anything, my new job is harder than my old one.
That isn't anything like a car.
I would not do it for anything.
I don't want anything else.
My way, your way, anything goes tonight!.
I didn't see nothing. .
I know nothing about her.
- I don't know anything about her.
I know nothing about it.
- I don't know anything about it.
Do you think she's fat? ―Oh, no. If anything, she's skinny..
One more song about movin’ along the highway / Can’t say much of anything that's new.
... And where there isn't anything, nothing much can develop. ...
... So I'm not complaining or anything. ...