any very small distance, or degree; a hairbreadth

listen to the pronunciation of any very small distance, or degree; a hairbreadth
الإنجليزية - التركية

تعريف any very small distance, or degree; a hairbreadth في الإنجليزية التركية القاموس.

hair
saç

Kızın altın saçı var. - The girl has golden hair.

Kahverengi saçın çok güzel olduğunu düşünüyor musun? - Do you think that brown hair is very beautiful?

hair
tüy

Onun kulağının dışında büyüyen çirkin tüyleri var. - He has unsightly hairs growing out of his ears.

Hayalet görünce öyle korktum ki tüylerim diken diken oldu. - When I saw the ghost, I was so frightened that my hair stood on end.

hair
kıl

Çorbamda bir kıl var. - There's a hair in my soup.

Fiber-optik kablolar insan kılları kadar ince minik cam elyafından oluşur. - Fiber-optic cables are made up of tiny glass fibers which are as thin as human hairs.

hair
hair net saç filesi
hair
(Tıp) baş derisini örten kıllardan her biri, saç
hair
(Tıp) İç kulaktaki işitme hücreleri üzerinde bulunan tüy şeklindeik ince uzantılardan her biri
hair
(Tıp) deri üzerini örten ince iplik şeklindeki uzantılardan her iri, kıl, tüy
hair
lif
hair
(Bilgisayar) ipince
hair
(Bilgisayar) çok ince
hair
hair remover kılları döken ilâç
hair
hair pencil kıldan yapılmış ince resim fırçası
hair
kıl payı mesafe
hair
hair re storer saçı beslediği zannedilen ilâç
hair
ceza gömleği
hair
hair shirt at kılı gömlek
الإنجليزية - الإنجليزية
hair

Just a little louder please - turn that knob a hair to the right.

any very small distance, or degree; a hairbreadth
المفضلات