Birçok kişi bugünlerde varlık açısından zengin ama zaman açısından fakir.
- Many people these days are asset-rich but time-poor.
Sen benim için değerli bir varlıksın.
- You're a valuable asset to me.
Leyla'nın mal varlıkları donduruldu.
- Layla's assets were frozen.
Bu mali denetim, aynı zamanda şirketin varlıklarının bir değerlendirmesini içerir.
- This financial audit also includes an evaluation of the company's assets.